7 milyon yıldan daha eski olan el sıkışma, en eski ve evrensel selamlaşmadır. Kökenleri belirsiz olsa da popüler teoriler el sıkışmanın barışçıl niyetleri iletmek amacıyla başladığını savunmaktadır. Örneğin, bir yabancı boş sağ elini uzattığında bu durum silah tutmadığını ve kötü niyet taşımadığını göstermektedir. Bazı teorilere göre ise eli aşağı yukarı sallayarak kolda gizlenmiş olan bıçakları veya hançerler tespit edilirdi. Orta çağ Avrupa’sında şövalyeler diğerinin elini sıkarak gizli silahları ortaya çıkarırdı.
Bir başka açıklama ise tokalaşma, yemin ve söz verilirken iyi niyet göstergesi olarak gerçekleşirdi. Böylece verilen söz kutsal bir bağa sahipmiş gibi kabul edilirdi. İlyada ve Odyssey’nin yazarı efsanevi şair Homer, bu eserlerinde el sıkışmanın güven göstergesi olarak tanımlamıştır. Antik Yunan’da ise son bir veda ya da yaşayanlar ile ölüler arasındaki sonsuz bağ anlamında kullanıldığı düşünülmektedir. Özellikle mezar taşları genellikle ölen kişiyi ailesinin bir üyesiyle el sıkışırken tasvir edilmiştir. Antik Roma’da el sıkışma, dostluk ve sadakat sembolü olarak kullanılmaktaydı.
Antik çağda farklı anlamlara sahip el sıkışma, günümüz dünyasında selamlaşmanın oldukça sıradan haline dönüşmüş durumdadır. Özellikle, gençler arasında yerini yumruk tokuşturma veya başla selamla almaya başlamıştır. Bu durumun nedenleri arasında da el sıkışarak mikrop kapmaktan korkmak yer almaktadır.
El sıkışmanın birçok farklı uygulaması ve anlamı olabilmektedir. Kendisine selam vermek için sunduğu eli kabaca sıkan biri karşısındakine ben güçlüyüm mesajı vermek istemektedir. Diplomaside ise liderlerinin el sıkışmalarında kimin elinin üstte, kimi altta kaldığı tartışma konularından biri olmaktadır. Diğer el sıkışma şekillerinin yani kimin eli üstte, ellerin pozisyonu nasıl, tek el mi çift el mi kullanılmış hepsi davranış psikolojisinde ayrıntılı olarak yorumlanmaktadır.
Kaynak: https://www.history.com/news/what-is-the-origin-of-the-handshake
Bir yanıt yazın