Erkekler ve Kadınlar: Yalan, Dedikodu ve İlişkilerde Farklılıklar

Erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıkların psikoloji üzerindeki etkileri, uzun yıllardır araştırılmaktadır. Bu farklılıkların en belirgin görüldüğü alanlardan biri de ilişkilerdir. Kadınlar ve erkeklerin ilişkilerinde nasıl farklı davrandıklarını anlamak, ilişkilerdeki sorunların üstesinden gelmek ve mutlu bir ilişki sürdürmek açısından önemlidir. Bu yazıda, farklı araştırmalardan elde edilen veriler ışığında, erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıklara ve ilişkilerdeki davranışlarına odaklanacağız.

Erkekler Neden Daha Az Affedici?

Birçok ilişkide affedicilik önemli bir faktördür. Ancak bir çalışma, erkeklerin kadınlara kıyasla daha az affedici olduğunu ortaya koymuştur. Case Western Reserve Üniversitesi’ndeki bir araştırma, kadınlara kıyasla erkeklerin daha az affedici olduğunu göstermiştir. Ayrıca, affediciliğe yönelik empati gösteren erkeklerin, soruna neden olan davranışı kendi sergileme eğiliminin yüksek olduğu belirlenmiştir.

Erkekler Neden Daha Fazla Cezalandırıcı?

Erkeklerin cezalandırıcı davranışa daha yatkın olduğu da bir başka araştırmada ortaya konmuştur. Chapman Üniversitesi’ndeki bir araştırma, erkeklerin kadınlara kıyasla daha az işbirlikçi ve daha az cömert olduğunu göstermiştir. Ayrıca, statü arayan erkeklerin karşı tarafı cezalandırmada daha acımasız ve hiyerarşide yükselmek için her şey mübah kafasına sahip olduğu da belirlenmiştir.

Erkekler de Dedikodu Yapıyor

Dedikodu genellikle kadınların yaptığı bir aktivite olarak görülür. Ancak bir araştırma, erkeklerin de kadınlar kadar dedikodu yaptığını ortaya koymuştur. Kaliforniya Üniversitesi’ndeki bir araştırma, her iki cinsiyetin de günlük konuşmalarının yaklaşık %12’sini dedikoduya ayırdığını göstermiştir. Hatta negatif dedikodu yapma eğiliminin erkeklerde daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Yalan

Yalan söyleme ve cinsiyet arasındaki ilişkiye bakılıyor. Erkekler kadınlardan iki kat daha fazla yalan söyleme eğilimine sahip. Hatta mesajla veya online yalan söylemek yerine yüz yüze yalan söylemeyi daha tercih ediyorlar.

Mutlu Evlilik

Stanford Üniversitesi – Dr. Vinod Menon’un yaptığı 35 çift üzerinde yapılan araştırmada, fMRI kullanılarak evlilikle ilgili görseller gösteriliyor. Mutlu evliliğe sahip çiftlerin evlilikle ilgili görsellere bilişsel tepkilerinin benzer olduğu tespit edildi. Yani senkronize beyin reaksiyonları gözlemleniyor. Bunun yanı sıra, bir başka araştırmada ise 484 kişinin katılımıyla yapılan bir çalışmada, aldatmanın nedenleri ve sonuçları incelenmiştir. Bu araştırmada, aldatmanın ilişkideki stres seviyesini artırdığı ve ilişkide olumsuz davranışlara yol açtığı ortaya konulmuştur.

Stres ve İlişkiler

79 çift üzerinde yapılan araştırmada, günlük hayatta çiftlerin birbirinden ayrı maruz kaldıkları stres, ilişkide tarafların birbirinin olumsuz davranışlarına odaklanmasına neden oluyor. Bu da çiftler arasındaki iletişimde azalmaya ve ilişkide memnuniyetsizliğe yol açabiliyor. Çalışmaya katılan kişilerin %44’ü ilişkilerine sadık kalmadığını belirtiyor. Çalışmada aldatma yaşayan kişilerin diğer ilişkilerinde üç kat daha sadakatsiz olduğu ortaya çıkıyor.

Aldatma konusunda yapılan bir başka çalışma, 2015 yılında Journal of Marriage and Family’de yayınlanmıştır. Bu çalışmada, birçok çiftin sadakat sorunlarına nasıl yaklaştığı araştırılmıştır. Çalışmaya katılanların yarısından fazlası, bir kez bile olsa partnerlerinin sadakatsizliği hakkında endişe duyduklarını belirtmişlerdir. Ayrıca, kadınların daha çok endişe duydukları, ancak erkeklerin daha fazla aldatma eğiliminde oldukları tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, insanların ilişkileri hakkında pek çok çalışma yapılmıştır ve bu çalışmaların sonuçları oldukça ilginçtir. İlişkilerde affedicilik, iş birliği, cezalandırma, dedikodu, yalan, mutlu evlilik, stres ve aldatma gibi konulara odaklanan araştırmalar, insan davranışı hakkında daha iyi anlayış sağlamaktadır. Bu çalışmaların sonuçları, insanların ilişkilerindeki davranışlarını daha iyi anlamalarına ve ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir. Bu araştırmalar, kadın-erkek ilişkilerine dair geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve ilişkilerin farklı yönlerine ışık tutuyor. Ancak araştırmaların sonuçlarına dayanarak genelleme yapmak doğru değildir, çünkü her ilişki kendine özgüdür ve her birey farklıdır. Ayrıca, araştırmaların örneklemleri ve metodolojileri değişebilir ve bu da sonuçları etkileyebilir.

Şurada paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir