Birçoğumuz evde oturmaktan, yalnız kalmaktan; hep aynı şeyleri yapmaktan sıkılır ve kendimizi sokaklara atarız. Bazen illa birileriyle görüşmek için değil, belki de köşedeki mahalle bakkalına gitmek için yürürüz o sokaklarda. Kimisi için bir gün, kimisi için bir hafta veya hatta daha fazlası… Kendimizi pek de sosyal olarak tanımlamasak dahi, imkanlar dahilinde dayanabildiğimiz kadar dayanır, ama yine de o sokağa adım atarız; bizimle aynı yolda yürüsün veya yürümesin diğer insanlarla sessiz dahi olsa etkileşime geçer, iletişim kurarız. En asosyalim diyen birey dahi, ıssız bir adada bir müddet yaşadıktan sonra; acaba bir gemi geçecek mi diye düşünür ve aslında bir şeylerin özlemini içerisinde yaşar, kabul etmese dahi. Bazı şeyleri anlamak için, Platon’un “insan, toplumsal hayvandır.” gibi felsefi sözlerine gereksinim duymaya gerek de yok. Sos-yal-iz. Sosyal bir canlı olmanın bizlere kattığı da yüzlerce hatta binlerce artılar bulunmaktadır. Bu yazımızda da sosyalliğin, sosyal çevrenin; psikolojimize ve doğrultusunda da çalışma efektifliğimize kazandırdıklarını ele alacağız.

Kapıları Arala

Kapılar her zaman dışarıya açılmaz. İçe açılan kapılar da vardır; insanın kendi içine açtığı ve derinlerinde kendini bulduğu, daha iyi anladıkları gibi. Kendi kendine yetebilme içgüdüsü, insanın zor şartlarda direnebilmesini sağlayan; onu güçlü kılan bir unsurdur. Ancak her şartta ve durumda kendine yetmeye çalışmak da hayatı doğrudan zorlaştıran etmenlerden değil midir? Ayna karşısına geçip, kendi gülümsemesini görmek; parkta oynayan küçük, şeker bir çocuğun; sofrayı kurdum, gel hadi diyen bir aile üyesinin veya vakit geçirmekten hoşlanılan
bir kişinin gülümsemesini görmekten daha çekici olmadığı kesin.
Sosyal çevre, yazıtlarına ulaşabildiğimiz ilk düşünürlerden, felsefecilerden bugüne kadar bin yıllardır Psikoloji alanı çerçevesinde ele alınan; insan davranışları üzerinde doğrudan etkileri
olan bir arka plan olarak değerlendirilmiştir. Sosyal çevre, bireylerin sosyo-kültürel tutumlarının oluşmasında etkili bir etmendir. Sosyal bir ortam içerisinde bulunan insanlar; genellikle başkalarının mutlu olabileceğini düşündükleri davranışları sergileme eğiliminde olup, aksi şekilde, diğer bireyleri üzecek veya rahatsız edebilecek davranışlardan kaçınırlar.
Tanışılan, etkileşime geçilen her yeni insan; aslında kişinin de kendisini daha iyi tanımasını sağlayan objektif birer ayna gibidir. Kendisini tanıyan insan, kendisini neyin, kimin; ne şartla
veya ne durum içerisinde mutlu edebileceğini de öğrenir ve seçimlerini buna göre gerçekleştirir. Başarıyla tamamlanan her seçim ise insanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlayan yüzlerce ek destek unsurları doğurur. Böylece insan, kendi kendine yetinmeye çalışmak yerine; ona iyi geleceğini bildiği şeylerle (bazen bir sokak köpeği, bazen en yakın arkadaş) zaman geçirme eğilimine girerek, sürekli şekilde, ihtiyaç hissettiği her an kendini tatmin edebilme imkanı yakalar: Artık daha güçlüdür.

Başarı Kapıların Ardında Gizli

Finallere veya üniversite sınavına hazırlanıyor veyahut sorumluluğunuzda olan işleri yapmak istiyorsunuz. Ama bir türlü üstesinden gelemiyorsunuz… Ne dışarısı, odanızdan dahi çıkmaz oldunuz! Durun bir dakika. Yazının devamına iyice odaklanın.
Yapılan birçok araştırmaya göre mutluluğun anahtarlarından en önemlilerinden birisi olarak sosyalleşmek geliyor. Sevdiklerinizle vakit geçirmek, insanlarla sohbet etmek, şapşal gözüken
bir kediciğin sırtını okşamak ve daha nicesi: Serotonin üretimini ciddi şekilde arttırmaktadır. Bilindiği üzere serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi oluşturan bir maddedir.
Kendisini mutlu hisseden bireylerin mutsuz hissedenlere kıyasla yaptıkları işleri, daha iyi yaptıkları ve çalışmalarının daha verimli olduğu kanıtlanmıştır.
Fazla vaktimiz yok: Bugün hava çok güzel gözüküyor, biraz hava almaya ne dersin? Dönünce çalışmaya devam…
(Not*: Görseller içerisinde yaya geçidi olan kareleri doğru bilip robot olmadığınızı ispatlayabilirseniz Akademiklink Discord kanalımız üzerinden sosyal faaliyetlere online da olsa ufak bir giriş yapabilirsiniz.)

Şurada paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir