Günümüzde sahip olunan ve günden güne de hızlıca artan olanaklar bireyleri daha yavaş yaşamaya itmektedir. Her ne kadar bu durumun tersi düşünülse ve teknolojinin geldiği son nokta ile genellikle de internet vasıtasıyla aksiyonlar daha hızlı alınabiliyor olsa dahi, fiziksel olarak çoğu kişi için hayat artık daha yavaş yaşanmaktadır. En basit örneği ile bundan beş veya on yıl öncesine kadar semt pazarlarına, marketlere ve çevresel olarak alış veriş yapılan dükkanlarla dolu olan sokaklara, caddelere giden kişi sayısı oldukça fazlayken; günümüzde ise neredeyse tüm ihtiyaçlar ceplerde taşınan küçük ama akıllı aletlerle halledilebilmektedir. Sahip olunan teknolojik aletlerdeki akıl seviyesi katlanarak artarken; o aletleri kullanan insanların akıllarını efektif olarak kullanma alışkanlıkları gitgide azalmaktadır. Her şeye kolay ulaşım, akla ulaşımı zorlaştıracak seviyelere gelmektedir. İnsan aklı yavaş yavaş, farkında dahi olunmaksızın körelmektedir. Bugünlerde nadir olarak uğraşanlar olsa dahi, kaç kişi bulmaca, zeka küpü ve benzeri beyin ve hafıza geliştirici faaliyetlerle uğraşmaktadır ki…
Elbet güne, çağa ayak uydurmak gerekmektedir; kimse, haftada bir veya ayda bir telefon ettiği bir numarayı ezberlemek zorunda değildir. Ancak bu durum, insan beyninin tembelliğe alıştığı gerçeğini de değiştirmemektedir. Zihinsel alıştırmalar, pratikler yapılmadığı gibi; yukarıda bahsi edildiği şekilde fiziki faaliyetlerde dahi bulunmamaya başladı bireyler. Oysa “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” felsefesi ile yetiştirilmiyor muyduk ufak yaşlarımızda? Etkili çalışma teknikleri serimizin bu içeriğinde: Sporun önemini vurgulayacağız.
Harekete Geç
Acil ders çalışmam ve üniversite sınavında başarılı olmam lazım veya önümdeki işimi hızlıca bitirmem gerekirken ben nereden geldim bu yazıya diyorsanız, iki dakika daha beklemenizi öneririz. Çünkü beyni en efektif şekilde harekete geçirmenin yollarından birisi de vücudu, ideal ve düzenli bir biçimde harekete geçirmekle kesişmektedir. Yapılan birçok araştırma bize göstermektedir ki: Düzenli şekilde yapılan egzersizlerin, yeni beyin hücreleri üretilmesine ve hafızanın gelişimine olumlu etkileri bulunmaktadır. “Beyin hücreleri bitki mi ki sporla çoğalsın” demeyin; araştırmalar öyle söylüyor. Benzer şekilde, bilişsel becerilerin gelişimi ve konsantrasyon artışı gibi efektif çalışma için gerekli faktörlere de katkıları mevcuttur. Verimli çalışma süresinin artması üzerinde de etkisi olan düzenli spor faaliyetleri, enerji seviyesinin yükselmesi sayesinde kronik yorgunluk hissinin de önüne geçilmesini sağlayabilmektedir.
Tüm bunların yanı sıra, oldukça basit bir şekilde yapılabilecek olan on beş – yirmi dakikalık tek bir tempolu yürüyüş dahi dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi maddelerin seviyelerinin artmasını sağlayarak, bireylerin kendilerini daha zinde, daha mutlu hissedebilmesini sağlayabilmektedir. “Bana bu kadar yetmez, yirmi dakikalık yürüyüş ne ki” diyorsanız: Tempolu koşu, yüzme, ağırlıklarla yapılan hareketler veya aerobik egzersizlere de yönelebilirsiniz. Çünkü vücut üzerinde normal bir yürüyüşe göre daha etkili olabilen bu egzersizler, kalp atış hızını arttırabilmekte ve bu sayede beyne daha fazla kan pompalanmasını sağlayarak zihnin açılmasını ve daha enerjik hissedilebilmesini tetikleyebilmektedir. Spor faaliyetleri vasıtasıyla stres, kaygı ve depresyon gibi sorunları da zamanla ortadan kaldırabilirsiniz.
Bilgenin Ferrari’sini neden sattığını artık daha iyi anlıyoruz… “Ferrari’sini Satan Bilge kitabında konu o değildi ki” dediğinizi duyar gibiyiz; problem değil. Daha sitenin en başından, “Çok önemli gibi gözüken aforizmalar paylaşmaya niyetimiz var.” demiştik.
Haydi, kim tutar sizi! En azından biz daha fazla tutmayacağız. Bir dahaki yazımızda buluşmak üzere, iyi sporlar, iyi çalışmalar…
Bir yanıt yazın