Üniversite sınavına gireceğim, final sınavı yaklaşıyor, acil ders çalışmam lazım; ama uygun ortamı yakalayamıyor, bir türlü kafamı toparlayamıyorum mu diyorsunuz? Belki de daha önceden hiç denemediğiniz bir taktik bu yazıda sizi bekliyor olacak.
Ders çalışmamız veya iş hayatımızla ilgili bazı çalışmalar yapmamız gerektiğinde hepimiz kendimizi sessiz ve sakin olduğuna inandığımız ortamlara atarız. Belki öncesinde de kahve gibi sıcak bir şeyler içer, enerjimizi arttırmaya ve kafamızı toparlamaya çalışır; hedefimize odaklanarak ellerimizi birbirine kenetleyip çıtlatır ve hazır olduğumuza inanırız. Ancak çalışmaya başladıktan sonra ideal ve tam bir konsantrasyon seviyesini yakalamak için insanın belirli bir süre çalışmaya (çalışmaya çalışmak) devam etmesi ve beynini doğrudan o işe odaklaması gerekmektedir. Bazı kişilerde bu süreç birkaç dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşirken; bazılarında ise ne yazık ki epey uzun sürmektedir. Odaklanma demişken, elbet bu tamamen isteyerek yaptığımız fiil sayılmaz; insan beyninde yaklaşık 18 milyar kadar nöron bulunur ve öğrenme işi ile uğraşır. Yani bireyin, kendisine çalışmak için uygun ortamı sağladığını düşünmesi; içini rahatlatan ufak bir kandırmacadan fazlası değildir.
Odaklanma
Odaklanma kavramı, güvenle ve güçlü bir şekilde bağlanma ve dilenince de güvenle ve ideal şekilde bulunulan durumdan çıkılması arasındaki yoğunlaşma durumu olarak tanımlanabilir.
Sonuçta ideal bir odaklanma, kontrol edilebilir düzeyde sağlam bir başlangıca ve istenildiği zaman kontrol edilebilir yeni başlangıçlara pencere açabilen bir yoğunlaşma durumu olmalıdır. Bu sayede, odaklanma sonrasında bireyler, istedikleri temel ve diğer ihtiyaçlarını gidermeleri ardından yeniden, kolayca kaldığı yerden odaklanılan işe, duruma devam edebilir.
Bireylerin nesnelere, olaylara, konulara, sorulara veya sorunlara odaklanmasını kolaylaştıran bazı pratik çalışmalar mevcuttur. Sinir bilim ve psikoloji gibi alanlarda yapılan çalışmalarla
bu pratik yöntemleri günden güne artış göstermekte; bireylerin odaklanmalarını geliştirmeleri konusunda alternatifler çoğalmaktadır. Henüz çocukluk dönemlerinde başlayarak yapılan
odak arttırıcı (hafıza ve odak geliştirici kart oyunları vb.) etkinliklerden nefes egzersizlerine, belirli süre aralıklarıyla denemeler, makaleler okumaktan onları yazmaya çalışmaya kadar; ve
daha fazlası, bir çok yöntem bulunmaktadır. Yine bireyler de odaklanmalarını destekleyecek öz yöntemlerini bulabilir ve uygulayabilirler.
Müzik ve Etkili Çalışma
Çalışmak için ideal olduğuna inandığınız sessiz ortamı sağladınız, gerekli konsantrasyonu sağlayıp dersinize, işinize odaklandınız. Bir müddet sonra kulağınıza bir anda, kusursuz ortamınızı bozan inşaat sesleri, top oynayan ve koşuşturan çocuk sesleri, üst komşunuzun son ses izlediği gündüz programlarından gelen ne olduğu anlaşılmayan karmakarışık sesler
gelmeye başladı. Bütün uğraşlarınızın çöpe gittiğini ve bir daha odaklanamayacağınızı düşünerek umutsuzca sağa sola bakmaya, çaresizce kaleminizle oynamaya başladınız.
Sessizlik mi? Yoksa ses sizlik mi?
Konsantrasyonu dağıldıktan sonra hızlı şekilde toplayamayanlar, kolayca odaklanma durumuna geçemeyenler veya ideal ortamı yakalaması durumları itibariyle imkansız gibi
gözükenler için, belki de ilk defa duyacağınız etkili çalışma taktiğini paylaşıyoruz. Ve belki de odaklanamayıp da yukarıda kaçırdığınız soruyu tekrar yöneltiyoruz: Ses – sizlik mi?
Her nasıl ideal ve sürekli bir sessizlik durumunda insan beyni, odağını herhangi bir aksilik olmaksızın korumaya devam edebiliyorsa; ideal ve sürekli bir ses durumunda da buna devam
edebilir. Ancak buradaki ideal ses olgusu oldukça önemlidir. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi kesintili, belirli bir ritmi olmaksızın ama uzun süreler boyunca duyulan inşaat sesleri veya
diğer seslere maruz kalırken odaklanma durumuna geçilemiyor olsa da; kesintisiz veya kesinti aralıkları kısa ve belirli olup, belirli bir ritme sahip olan işitsel uyaranlar odak durumunun korunmasına yardımcı olabilmektedir. Yani sözsüz, ritmi belirli bir aralığın içerisinde sabit bir müzik; çaldığı bestede mükemmel uyumu yakalamak isteyen bir piyano virtüözünün
metronom cihazı kullanmasıyla benzer şekilde çalışılan ders veya uğraşılan iş için de mükemmel odaklanma durumunun kurulmasına öncülük edebilir.
(Not*: Konuk yazarımız, bu makaleyi yazarken sabit bir ritimde müzik dinlemediği ve arkadan inşaat sesleri geldiği için yazım aşamasının oldukça uzun sürdüğünü de iletmeden edemedi.)
“Etkili Çalışma Teknikleri: Oda Kokusu” başlıklı çalışma tekniği yazımızı gözden kaçırdı iseniz; kokunun çalışma kalitesine yapabildiği inanılmaz etkileri konu alan yazıyı da incelemenizi tavsiye ederiz.
Bir yanıt yazın