Ayın Kazananı: Operatör Merhabalar yaklaşık 1 yıl önce başımdan geçen bir hikayeyi anlatmak istiyorum. Özel bir şirkette çalışıyorum. Şirkette takım liderliği için kontenjan açığı var diye talep açıldı. Lise mezunu ve belli bir süre şirkette çalışmış olan herkes başvuru yapabiliyordu. Benimle birlikte yaklaşık 300 kişi başvuru yaptı. Önce yazılı sınav yapıldı. 68 kişi sınavı geçmiş bende bunların arasındaydım. Mülakatlar başladı. Ben mülakata girdikten sonra çalışma alanına dönerken eskiden beraber çalıştığım bir arkadaşla karşılaştım. Süreç ile ilgili konuşmaya başladık. O da yazılı sınavı geçmiş mülakata girmek için gelmiş. Anlatmaya başladı hemen yönetici bana güveniyor ismimi yukarı bildirdi yardımcı olacaklar falan diye. Ben de bu yaptığın haksızlık değil mi o kadar insan uğraşıyor belki senden daha iyi yapacak insanlar vardır dememe rağmen yazılı sınavı geçtim ben hakkediyorum dedi. Sonuç olarak kendisi kadroyu kaptı. Bir kaç ay sonra kendisi ile tekrar karşılaştık. Yüzüne karşı sen bu işi hak etmiyorsun, yeteneğin olsa bile başkasından torpil isteyecek kadar aşağılık rezil bir insansın dedim. Sanki kendisi anlatmamış gibi kimseden yardım almadım kendi başıma sınavları geçip takım lideri oldum falan dedi. Allah belanızı versin deyip muhabbeti kapattım.
Rumuz: arayısicindekimatematikogrencisi
Bir sağlık kurumundan tedavi görmem gerekiyordu, baş harfi devlet hastanesi (: Kalp rahatsızlığım olduğu için randevu almak istediğimizde (belki çok sıra olduğu için belki de doktorların az oluşundan bilmiyorum) en az 6 ay sonrasına atıyordu ki benim acil bir şekilde tedavi olmam gerekiyordu. Sözgelimi sık sık bayılmalar ve kalp çarpıntıları yaşıyordum. Neyse işte mecburen aldık 6 ay sonrasına…Bir tanıdığımız vardı (Babişko Asuman 2) onun da o bölümden randevu aldığını öğrenmiştik ve benimkinden sonraki bir tarihteydi randevusu. Randevu günüm -sonunda- geldi, gittikçe kötüleşmeye başlamıştım zaten. Hastaneye gittik, bizim tanıdık da gelmiş… (: (olayın sonu artık tahmin edilebilir…) Tam bize söylenen saatte içeri girecektik ki orada çalışan Babişko Asumanlardan birisi bizim o tarihte ve o isimle bir randevuya kayıtlı olmadığımızı bildirerek malum Babişko Asuman 2’yi aldı…Bunu gerekli yerlere bildirdik fakat boşuna… Ve ben ancak 9-10 ay sonra tedavimi “özel bir hastanede” olabildim (‘: Sonradan anladığım kadarıyla bu iki Babişko Asuman birbirlerinin yakın arkadaşlarıymış. Ölecekmiş gibi hissettiğim zamanların bedelini ödeyebilirler mi bilemiyorum artık…
Rumuz: Fizikçi
Bu hileye çoğu insan için basit görünecek olsa bile üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen her 23 Nisan’da çocuklar neşeyle dans ederken aklıma gelir. Benim ilk torpil vakam (bence öyle) ve travmamdır.
Henüz çok küçük bir çocukken üzerimde bir önceki bayramda dans ettiğim kıyafetlerle şıkır şıkır giyinip okula gittim. Her zamanki bayramlarda farklı olarak okulun bahçesinde bir sürü sandalye o sandalyelerin üzerine çekilmiş yeşil güneşi önleyen filelerden gerilmis olduğunu, süslendiğini hatta okulun duvarındaki kocaman Atatürk resminin bile değiştiğini görünce ‘ne oluyor yahu” diye sormadan edemedim. Çok geçmeden okulun kapısında üzerinde YAMANLAR KOLEJİ yazan servis otobüsleri geldi. (kardeş okulmuşuz) Arabadan inen çocuklara bakarken içimdeki kıskançlığı bastırmaya çalışıyordum bir yandan. Harika kostümler, zenginliğin getirdiği özgüven… Sosyoekonomik düzey adeta ciğerimi delmişti. Fakat bununla kalmadı. Bizim okulun öğrencileri ayakta duruyordu bu zenginler ise teker teker o sandalyelere oturdular. Hem saatlerce o zibidilerin teşrif etmesini beklemekten hem de sıkıldığından dolayı en kenardaki sandalyelerden birine oturdum. Başladım önümdeki çocukları izlemeye. Çok geçmeden biri serçe kolumdan tuttu “kalk ordan” diye söylendi. Önce anlamadım alık alık bakıyorum ne oluyor diye. Farkettim ki Türkçe öğretmeni (o zamanalr 4+4+4 yok ortaokul ilkokul aynı okulda) Bir anda kolumu cimcikledi ve beni sertçe dışarı çekti “diğer okulun öğrencileri oturacak oraya” dedi bu sefer. (Vallahi böyle dedi kime anlatsam “lan öyle şey mi olur” diyor ama oldu) O anın şokuyla ve zaten içimde olan mevcut kıskançlığın böyle bariz şekilde ayrımcılıkla bulusmasindan dolayı ağlaya ağlaya eve gittim. Katılmadiğim tek 23 Nisan odur. 8 yıl o okulda okudum o yıl dışında her yıl sıcağın, fırtınanın bazen yağmurun altında bayramlarımızı zevkle kutladık.( Milli bayramımız sonuçta asla gocunmam) Ama o yıl sırf kolejli oldukları için okul hiçbir masraftan kacinmamis şölen alanına çevirmişti bahçeyi.
Bu arada YAMANLAR KOLEJİ yıllar sonra FETÖ den dolayı kapatılmıştır. Duyduğumda elemime keder katmıştı resmen😂
Neyse efendim diyeceğim o ki kim olursanız olun garibansaniz torpille küçücük bir çocukken bile maruz kalıyorsunuz. Ya ne olacaktı fakirler.
Okuduğunuz için teşekkür eder kucak dolusu torpiller gönderiyorum. Muuahh
Rumuz: Zosido
Yakın zamanda Türkiye’de şubesi olan uluslararası kuruluşlara yapmış olduğum is başvurularından 4 ay içerisinde toplamda 14 sınav daveti aldım. Bu sınavlara katilim göstererek 13 sınavı basariyle geçip mülakata girmeye hak kazandım. (Sınavı geçemeyen adaylar mülakata davet edilmiyorlar)
3 yabancı dili akıcı bir şekilde konuşuyor, 5 yılın üzerinde uluslarası iş deneyimine sahibim. (Çalıştığım kurumlar dünyanın en büyük kuruluşları) Bunlara ek olarak 2 lisans, yüksek lisans ve doktoram var. Ancak ne hikmetse sınavları geçmeme rağmen mülakatların hepsinden kaldım. Elendiğim bu mülakatlardan birine katilim gösteren bir arkadaşlarıma rastladım. Bu mülakatlar başlamadan önce insan kaynaklarındaki tanıdıkları vasıtasıyla teklif aldığını söyledi. İsin ilginç tarafı bu mülakatlar henüz yapılmamıştı. Sonradan öğrendim ki bu kişilerin alınabilmesi için mülakatlarda dolgu malzemesi olarak kullanılmışım. Çünkü başvuru yaptığım kurumlarda rekabetin teşvik edilmesi için en az 3 kişi ile görüşülmesi kuralı var. Bu gibi kurumlarda çalışmaya başlayan yurdumun güzel insan kaynakları personelleri ise torpil ve adam kayırmalar ile çevrelerini yerleştirme yoluna giderek liyakatsiz bir tutuma girmişler. Daha sonra 15. mülakatımda başka bir yerden is teklifi aldım ancak niteliklerim çok yüksek olmasına rağmen
ve sınavları geçmeme rağmen mülakatlardan eleniyordum. Bir sure sonra kendimden şüphe etmeye başladım. Sanırım mülakatlarda ben de Doc. Osman hoca gibi aduket çekiyorum :))
Rumuz: Uzm.Hemşire
Herkese iyi günler. Bir hikâye de hemşirelerden olsun demek ve ben de akademinin karanlık yüzünü göstermek için buradayım. Şahsım anlamında Türkiye’nin en iyi üniversitesinden mezunum. Yüksek lisansımı da yine Ankara’daki iyi bir üniversitede alımlarda derece yaparak girdim ve bitirdim. Doktorama da yine yüksek lisans yaptığım üniversitede devam ediyorum. İş deneyimim ise 6 yıl ve torpil vakası gerçekleştiğinde 1.5 yıllık yeni doğan alanında deneyimliydim. Olay şöyle gelişti, Ankara’da özel bir üniversite Ar. Gör. kadrosu açtı ve başvuru yaptım. Tanıdığım 2 kişi daha başvurdu ve ben listeye 2. Sıradan tanıdığım arkadaş ise ilk sıradan yerleşti. Mülakat günü yazılı sınava girdik buraya kadar her şey normal giderken sınavdan epey kişi çıktıktan sonra bir anda sözlü mülakatın da olacağı söylendi. Sınavdan çıkıp sözlü mülakat için bekleme salonunda bazı başvuru yapan arkadaşlar ile tanışma fırsatım oldu. Aramızda 7 yıl yeni doğan tecrübeli biri daha vardı. Bir kişi daha vardı ki kendisi Asuman, yüksek lisansa yeni başlamış 6 ay klinik deneyimi mevcut ve yeni doğan ile ilgisi olmadığını sınavının çok iyi geçmediğini kendisi söyledi. Girdiğimiz yazılı sınavın soruları da oranında yeni doğan ile ilgiliydi, inanın o alanda çalışmayan birinin araştırmak aklına bile gelmeyeceği sorulardı. Bu arada listeye ilk sıradan giren arkadaşım yazılı mülakat sonrası hemen çalışmaya gitmişti bile. Onu arayıp çağırdım ve kız son anda sözlü mülakata yetişebildi. Burada benim sözlü sınavı sorarsanız olmayacağını orada söylediler zaten😄. Sayın Asuman liste açıklandığında ilk sırada yeni doğan tecrübesi olan arkadaş ise son sırada idi. Sayın Asuman in torpili tam neredendir bilemem ama kendisi ile hemşire iken çalışan arkadaşlarım da var. Çok parlak şeyler duymadım 😄. Üzüldüğüm şey ise benim gibiler hemşirelik gelişsin, hasta bakım kalitemiz artsın ve daha birçok şey için gece gündüz hem hemşire olarak hem öğrenci olarak çalışırken böyle insanların klinik deneyim olmadan kendisi klinik uygulama yapmadan lisans öğrencilerine öğrettikleri pardon öğretemedikleridir. Unutmamak lazım ki onların yetiştirdiği öğrenciler bana size çocuğumuza bebeğimize bakacaklar 😪😪😪. İnsanla çalışan bilimlerde çok şey kitaplarda yazmaz Asumanlar…
Rumuz: Pes etmeyen öğretmen
Merhaba,12 yıllık öğretmenim. Emekli bir babanın kızıyım.2006 da yol parası az olur diye evimize yakın bir şehir diye Zonguldak’ta eğitim fakültesine başladım. Sınıf öğretmenliğinin atama sayısı çok diye yazdım .4.sınıfta deli gibi ders çalıştım, harçlığımdan artırıp aylık KPSS dershanesine para ödedim zaman 8 taksitle100 ,100 TL ödüyordum. Aileme yük olmayayım, hemen atanayım istedim .2010 KPSS’ye girdim . Yaptığım netlerle 86-87 puan beklerken soruları çalanlar fulleyen şerefsizler yüzünden 78 puan aldım. Moralimi bozmadım alım sayısı çok, Hakkari olsun atanırım dedim. Sorular çalındığını devletimizde öğrenince:) sınavın sadece eğitim bilimleri kısmı iptal oldu, genel kültür genel yetenekte fulleyen binlerce kişi dürüst davranmış denildi. Pes etmeyip tekrar çalışıp tekrar eğitim bilimleri sınavına girip netlerimi yükselttim. Fakat puanım 79 olup sıralamam geriye düşmüştü. Ağladım haksızlık 20 yaşımda karşıma çıkmıştı. Yine pes etmedim olsun yazarım doğuda bütün dağ köylerini yine atanırım dedim .Atama açıklandı yerleşemediniz yazıyordu .3 gün geçti bir arkadaşımdan ek atama olmuş boş kalan kontenjanlar doldurulmuş diye duydum . Öylesine sisteme girip belki 21. Tercih -Türkiye’nin her yerinde çalışırım tercihiydi -olmuştur diye baktım. Gözlerime inanamadım 13.tercihim Muş Su durağı dağ köyü tercihine yerleşmişim gün tekrar anladım puanın yetse bile tercihini kimse yazmasa bile çok dürüst bilgisayar sistemi seni boş kalan tercihine yerleştirmiyor. Birilerine kontenjanlar ayrılıyor. Torpillilerin işleri hallolunca benim gibi garibanlar boş kalan tercihine girebiliyor. Muş ilinin *** köyüne atandım. Dağ Köyünün yolu Kasım ayının sonunda kardan kapanıyor. Nisan ayının başında kar eriyor açılıyor. Okulum birleştirilmiş sınıf 2 öğretmeniz, müdürüm olan diğer hocamızın eşi kışın hastaneye gitmek için yolları aşmaya çalışırken bebeğini kaybetti. Çileli yıllar geçti, Şimdi İstanbul da görev yapıyorum. Yaşanan her şeyi kabul ettim. Öğrencilerimi bu dünyada adaletsizlik olsa da çalışırsak mutlaka kazanırız diye umutla yetiştirmeye çalışıyorum, sizler herkese eşitliği öğreteceksiniz doğruyu çekinmeden söyleyeceksiniz ve yalancılara karşı doğrunuzdan vazgeçmeyeceksiniz diyorum. Ama torpille başkasının üstüne basarak bir yerlere gelenlere ,soru çalanlara, emek hırsızlarına hakkımı helal etmiyorum. Ülkemde yeşerecek olan yetiştirdiğim minicik öğrencilerim büyüyüp adaleti, ışığı yeniden sağlayacaklar. Türkiye Cumhuriyeti huzuru yeniden bulacak. Pes etmeden çalışmaya devam edeceğim. Hiç bir zaman kimseye eyvallahım
Rumuz: Hiwron
Burada sizlere sadece bir bir torpil hikayesi değil aynı zamanda bir aldatılış hikayemden bahsedeceğim heyecanla dinleyin. Ben **** Üniversitesinde PDR bölümu okuyordum çok sevdiğim bir kız arkadaşım ve can kardeşim dediğim ev arkadaşım vardı. 3 kişi olarak çok eğlenirdik. Sonrasında üniversitede Erasmus duyurusu açıldı. Biz 3 kişi olarak başvurduk. Önce yabancı dil yazılı sınavı sonrasında ise sözlü mülakat yapılacaktı. Sabah yazılı sınava girdik ben o sınavdan dil öğrencilerinden bile yüksek puan alarak mülakata 2. Çağrılan kişi oldum. Erkek olan arkadaşım barajı geçemediği için direk elendi. Kız arkadaşımda barajı bir kaç puanla aştı. Elenen arkadaşımıza üzüldük ama yapacak bir şey yoktu çok iyi bir şekilde mülakat geçti. Kız arkadaşımla kesin Erasmus yapıyoruz gözüyle bakıyoruz fakat bu hikaye burada yazılıyorsa gidememişimdir. Tam da öyle oldu derse gitmediğim bir gün bu ikisi Erasmus’tan sorumlu hoca ile konuşup benim elenmemi ve 2sinin gitmesini sağlamışlar. Yanlış okumadınız tam olarak öyle oldu. Mülakatta 0 verip elediler. Onlar çok güzel Erasmus’larını yaptılar ben ise aylak aylak kaldım. Sonra ne mi oldu onu mu merak ediyorsunuz. Şuanda evliler ve çocuk bekliyorlar.
Rumuz: Operatör
Rumuz: Erwin
Üniversite ismini vermeyeceğim fakat ortalama bir okulda mühendislik öğrencisiyim. Bu hikaye; benim, okuduğum okuldaki bölüm başkanlarından birinin yeğeni ile çıkıp ayrılmamdan sonra başlıyor. Tabii o zamanlar onun halasının bir bölümün başkanlarından birisi olduğundan haberim yok. Halası aracılığı ile 1.sınıfta,yasak olmasına rağmen laba alınıyor ve de onun laba alınması için bir öğrenci de labtan çıkarılıyor. 3.sınıfın başında ise benimle ortamı yumuşatmak istediğini söyleyip bana tekrar geliyor fakat artık o zamana kadar tüm yaptıklarından dolayı onu kabul etmiyorum. Bunun karşılığında laba girişim yasaklanıyor ve de yazmakta olduğum TÜBİTAK projesi iptal ediliyor sonrasında ise hocalara; benimle proje yapmamaları için yukarıdan mail atılıyor. Bu olaydan sonra kız yurt dışında ERASMUS stajı yapmak için başvuruyor ve de okul hibe alması için onun başvurusu haricinde diğer başvuruları “eksik evrak” nedeni ile reddediyor ve de o öğrencilerin başvuruları kabul edilmiyor. Şu anda durum ne diye sorarsanız; o kız Almanya’da halasının yakın arkadaşının yanında ve de üniversitede ERASMUS stajı yapıyor, ben ise okulun kaybettiği sağlık bakanlığından gelen belgeyi bulmak için okulum tarafından baskı altında kalıyorum. Elimde yedek belge olduğu ve isterlerse yükleyebileceğimi söylediğim için sisteme giriş engeli getirdiler. Hatta şu anda daha da ileri gidip beni sheerid’den çıkarttılar ve de bu şekilde öğrenci tarifelerini kullanmamı engellediler. Bu hikayedeki herkesin isimleri belli fakat daha mezun olmadığım için gerçek isimleri yazmam benim için büyük bir risk demek.
Rumuz: yabanci
Bunu sadece kayıtlara geçsin diye gönderiyorum… Linkinizi yeni gördüm 25+ yıldır yurt dışında yaşıyorum
Aşağıdaki maili hem rektöre dekana international student office ve oranın başına göndermiştim. Not bu olay 20** yılında oldu bu sene baktığımda kazanlara isim yazmamışlar anlaşılan sistemi shortlamislar. İsimleri üniversiteyi değiştirebilirsiniz.
Ben H.. yabancı öğrenci alımına başvuran M’nun babası olarak sizi bilgilendirmek için bu maili yolluyorum.
M. A. da doğup büyüdü. Bu sene .. eyaletinde bulunan C. Lisesinden 97…/100 academic achievent ile mezun oldu. Kendisi çocukken geçirdiği 2 ameliyat sonrasında doktor olmayı hedefledi. Lisedeyken Z.. Üniversitesi hastanesinde volunteer olarak çalıştı. Ayrıca University of T..Tip fakültesinde 100% asisini elde etme üzerinde araştırmaya katildi.. Okul bitirme projesi olarak ekteki “Mxx by W …..” makaleyi yayınladı ve ustun başarıyla mezun oldu. Bu arada girdiği SAT1 de 1550/1600 ve SAT Biology, Math Chemistry subject testlerinin her birinden 800/800 tam puan aldı.
M’un küçüklüğünden beri tip istemesinden ve A.. da tip eğitiminin maddi ve zaman olarak Türkiye’ye göre çok daha uzun süreçten oluşmasından dolayı babası olarak tıpta iyi bir okul zannettiğim ***’ya yönlendirdim.
Maalesef H… yabancı öğrenci kabulü sonuçlarının açıklandığı listede ismini göremeyince üzüldü.
Sonradan öğrendiğim kadarıyla vatandaşlığının birisi Türk olanlara 3 kişilik kota ayrılmış. Benin esasta merak ettigim O secilen 3 kisinin okul scorelarinin ve extracurricular çalışmalarının M’dan ne kadar “yuksek” olup da M’un seçilememesi.
Ortada ciddi bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bunu destekler olan basit bir araştırmayla seçilen öğrencilerle ***’da çalışanlarının Soy isim benzerliği gerçekten çok şaşırtıcı. Nepotism, adam kayırmacılığın hem suç hem unethical oldugunu belirtmek istiyorum.
Sizlerin Uni (XXX) rektörü ve Tip fakültesi dekanı olmanız sebebiyle şikâyetimi dile getirmek istedim. Bu hususta ilgilenirseniz memnun olurum. umarım verilen hasar telafi edilir……
Rumuz: atanamayanlarderneğibaşbakanı
Merhabalar. 2016 dan beri atanamamışken ve hala kpss çalışırken işi gücü bırakıp üniversite torpil anımı yazmak istedim. Üniversiteden artık mezun olacaktık ve son stajımızı yapıyorduk. Stajın son günü ve evraklarımızı götürdük imzalatmak ve not almak için. Not staj evrağımıza sorumlumuz tarafından yazılıyor ve zarf kapatılıyordu biz okumayalım diye. Neyse biz elimizde evrakla sorumlu hocayı bekliyoruz kendisi staj amirlerimizle konuşuyor not vermek için odada kim nedir vs diye. Babişko Asuman elinde zarfla geldi yanımıza. Kendisini daha önce hiç görmemiştik. Tam o sırada sorumlu geldi ve o da bakıp kendisine seni hiç görmedim sanki ben diye sordu. O da “olur mu, ben hep burdaydım her gün geldim nasıl görmezsiniz ” dedi. Ben şok içinde bakarken bize kaş göz yaptı çaktırmayalım diye. Ben ne zorluklarla gittim o staja hem çalışıp hem okuyordum ve hem ders notlarım çok iyiydi hem stajdaki herkes de beni hocalarıma överdi. Neyse sorumlu hoca son kez sözlü yaptı (bütün soruları bilen tek ben vardım) herkese tek tek notları verdi zarflar kapatıldı. Ben de dayanamadım hocayla konuştum aynı gün. Dedim ki ” bu kişi hiç gelmedi staja ve bize de kaş göz yaptı. Ben ilk kez görüyorum. Ben her gün ne zorluklarla geldim buraya, bu kişiye NEYE göre not veriliyor sizde hiç görmemişsiniz” dedim. Hoca bana “haklısın canım ben fark ettim zaten ilgilenicem bu kouyla haksızlık evet sizinle o bir tutulamaz” dedi. Daha sonra bana BANA BUNU SÖYLEYEN HOCA gitmiş beni şikayet etmiş (?!) bölüm başkanına ,sınıf başkanına ve Babişko Asumanımıza. (tanıyomuş). Tabi heryere şikayet edince yaygara koptu. Vay efendim bananeymiş ben kimmişim? Ardından tehditler bu işin peşini bıraklar. Halbuki bölüm başkanımız zaten torpilin babasıyla yeni gelmiş,kendisi üniversitemizde yüksek lisans yapmış biri sadece(?!) ve bu Asuman da bundan torpilliymiş. Asuman beni tehdit ediyo arkam sağlam mezuniyetini yakarım diye. Bölüm başkanı tehdit ediyo. Bende lanet olsun dedim; ki zaten resmi şikayet falan etmemiştim sadece hakkımızı aramak amacııyla 1 soru sormuştum sorumlu hocaya 1 tane sadece. 1 soru bile bu kadar korkutuyo demek ki. Sonra mezun olucaz not açıklandı bana her gün staja düzenli gelen , her işe koşturan, sözlü de soruları çatır çutur cevaplayan tek kişiye 85 girmiş hoca notu. Öğrendim ki bir kere staja gelmeyen Asuman ın notu girilmiş 100…
Rumuz: Özel güvenlik
Anlatacağım bu hikayenin kimsenin yadırgamayacağını garipsemeyeceğini normal karşılayacağını bilerek başlamaya maalesef üzülüyorum bi fark yatatmayacağını biliyorum sadece bizzat başımdan geçen hikayemi burada anlatmamın sebebi eşim de akademisyen olmaya çalışıyor ve sizin sıkı takipçilerinizden babişko asuman bardaklarınızdan çok istediğinden bahsetti ve bende buraya yazmaya karar verdim eğer kazanırsam eşime yıldönümü hediyesi olarak sizin imzalı babişko asuman bardağınızdan hediye etmek istiyorum olay başıma bu yıl geldi yıllardır memurluk için uğraşıyorumdum hatta bekçilik sınavlarınada girdim ama mülakatta elendim hep çevremdekiler torpil vs dedi inanmak istemedim moralimi bozmamak için şehir efsanesidir dedim bu kadar da olmaz dedim ama bi bakanlık iş kur üzerinden kura ile özel güvenlik alacağını duyurdu geçtiğimiz yılın sonu bu yılın başında ben o zaman bu üç harfli market zincirlerinden birinde çalışıyordum aynı mağazada benimle birlikte çalışan bi personel birde mağaza sorumlusu üç arkadaş başvurduk ve üçümüzde kura da çıktık kura canlı yayında yapıldığı için bi torpil yapılabileceğini düşünmüyorum buraya kadar herşey normal sonra mülakat aşamadına geçildi tarih yaklaştıkça ben kaldım garip gibi iki arkadaşta harıl harıl torpil arıyor bayan arkadaş millet vekili buldu Ankara’dan üst rütbeli asker buldu amcası mevcut iktidar il başkanlığında diğer erkek arkadaş ise aynı şekilde millet vekili buldu farklı illerin vekilleri bu arada ve adamın akrabası mülakat yapacak ekipte ve bu süre yaklaşık 1 ay sürdü ama bana bir ömür geldi yanımda ya utanma yok arlanma yok açık açık konuşuyor hoparlörde dinliyorum ben seni her türlü sokarım yeğemim oralarda sadece bizim sözümüz geçer vs ilk defa canlı canlı böyle bişeye şahit oldum kafayı yicem bu haksızlığı gördükçe içinden küfürlerin haddi hesabı yok özürlerimle ne dizdiğim üründen zevk alabiliyorum ne müşterilerin yüzüne gülebiliyorum yeni evlenmişim 6 ay olmuş borç desen dize kadar artık allah cennet cehennem gibi inançlar kalmadı içimde öyle bir yanlış düşüncelere düştüm ki bütün bunlar birde iş yerinin mobinginin üzerine gelince intahar etmenin eşiğine geldim 1 ay boyunca ben bunu buldum ben bununla konuştum bu torpil haksızlık iş yerindeki mobing cins ve herşeye zammı kasiyerlerin yaptığını düşünen ve insanı itham eder aptal müşteriler hiç bitmeyen işler her gün fazla çalışmaya zorlanma ay sonunda borçlara yetmeyen maaşlar çok şükür sonunda 1 ay bitti mülakatlar açıklandı şans eseri o iki arkadaş kazandı ve gittiler o kişilerle de 1-1.5 yıldır her gün gördüğüm insanlar neyse ki her gün maarız kaldığım yanımda torpilini arama zulmü bitti eşimin de yardımı ile o psikolojiden çıktım ona gerçekten çok şey borçluyum onlar iş başı yaptıktan yaklaşık bir ay sonra bende bulunduğum üniversitenin özel güvenlik ilanına da başvuru yapmıştım en son yedektim ama mülakat olmadığı için kpss puan sıralaması ile oldu şükürler olsun onlar yüzlerce kişinin hakkını yiyerek ve aldıkları her maaşta o hakkına girdikleri insanların vebali ile evlerine ekmek götürürken ve onlar işçi kadrosunda 4d li olarak(kimseyi küçük görmek anlamında yazmıyorum belirteyim) işe başlarken ven anlımın teri emeğim ile girdim evime çocuklarıma eşime helal lokma götüreceğim ve 4b sözleşmeli memur olarak işe başladım allah izin verirse bu seçim önünde de kadro bekliyorum şükürler olsun rabbime teşekkür ediyorum okuduğunuz için her şey gönlünüzce olsun gönlünüz güzel olduğu sürece rabbim size muhakkak daha güzel kapılar açacaktır sağlıcakla kalın..
Geçen aylara ait torpil hikâyelerine ulaşmak için tıklayın.
Bir yanıt yazın