Gözlerinizi kapatın ve yaşadığınıza emin olduğunuz bir anınızı hayal edin. Hatırladığınız anınızı gerçekten ilk yaşadığınız andaki gibi mi hatırlıyorsunuz? Ya olduğu gibi hatırlamıyorsanız ve içinde sahte bilgiler de içeriyorsa?
Anılar hafızamıza kodlanırken o anki duygu, düşünce ve değerlendirmelerle hafızamızda yer edinir. Anılarımızı tekrar tekrar hatırladıkça da hafızada yeni bağlantılar kurulur ve ilk kodlandığına göre göre zaman içinde değişebilir [1]. Hafızamızın aslında hata yapmaya hatta ‘sahte anı’ oluşturmaya ne kadar açık olduğu birçok araştırmayla ortaya konulmuştur.

Loftus ve Pickrell’in 1995 yılında yaptıkları araştırmada katılımcılara daha önce yaşamadıkları bir olayı olmuş gibi sunduklarında, katılımcılar o olayı gerçekten yaşadıklarına dair sahte anılar oluşturmuşlar. İlk olarak, katılımcıların yakınlarından gerçekten yaşadıkları hikayeler toplanıyor. Ardından katılımcılar laboratuvara çağırılıp üç gerçekten yaşanmış ve alışveriş merkezinde kaybolma hikayesi geçen sahte bir anı ile birlikte toplam dört anı bir kitapçık içinde veriliyor. Bir ya da iki hafta sonra katılımcılar tekrar çağırılıyor ve okudukları kitapçıktan ne hatırladıkları ve hangi hikayenin yanlış olduğu soruluyor. 24 katılımcıdan 6’sı gerçekten alışveriş merkezinde kaybolduğunu söylüyor. Hatta bazı katılımcıların kaybolma hikayesini hatırlama netliğinde artış oluyor ve çok daha detaylı ve yeni bilgiler ekleyerek kaybolma anısı anlatıyorlar [2].  Bilişsel Psikolog Elizabeth Loftus yaptığı TED konuşmasında ise yaptıkları çalışmalardan yola çıkarak hafızanın çalışma prensibini Wikipedia’ya benzetiyor çünkü Wikipedia’da yazılan bilgilere kendimiz ulaşıp onları değiştirebiliriz fakat aynı zamanda diğer insanlar da bunu yapabilir.

Hukuk sisteminde görgü tanıklığı hafızanın önemli rol oynadığı alanlardan biri. Görgü tanıklığında sorulan sorularda kullanılan dile göre hafızamızın vereceği cevaplar da değişebiliyor. Bunu nasıl gerçekleştiğini gösteren bir çalışmada, katılımcılara araba kazası videosu izletildikten sonra kazayı yapan arabaların hızlarının ne kadar olduğu soruluyor. Bir gruba ‘Arabalar birbirine çarptığında (hit) hızı ne kadardı?’ diğer bir gruba ise ‘Arabalar parçalandığında (smashed) hızı ne kadardı?’ şeklinde soruluyor. Sorulan sorulardaki kelimeler değiştiğinde katılımcıların cevapları da değişiyor. Tüm katılımcılar aynı videoyu izlemesine rağmen ‘parçalandı’ kelimesi geçen soruya verilen cevaplardaki hız ‘çarptı’ yazılan soruya göre daha yüksek çıkıyor. Araştırmanın devamında ise bir hafta sonra kazada cam kırıkları var mıydı diye soruluyor ve izletilen araba kazası videosunda hiçbir cam kırığı bulunmamasına rağmen ‘parçalandı’ kelimesinin olduğu soruyu okuyan katılımcıların evet deme olasılığı ‘çarptı’ kelimesini okuyana göre daha fazla bulunuyor [3].

Beynimiz film şeridi gibi anılarımızı kaydetmediği için hatırladığımız her şeyin doğru olduğunu söylemek çok da gerçekçi olmaz. Hatta hafızamızın manipüle edilmeye bu kadar açık olduğunu öğrendikten sonra hafızamıza her zaman güvenemeyeceğimizi de görmüş olduk. Sizce başta düşündüğünüz anınız ne kadar güvenilir? Peki tüm bu araştırma bulgularından sonra hala hafızanızın güvenilir olduğunu düşünüyor musunuz?


Rozelin Vurgun – ODTÜ Psikoloji


[1] https://www.sciencedirect.com/topics/neuroscience/memory-consolidation
[2] Loftus, E. F., & Pickrell, J. E. (1995). The formation of false memories. Psychiatric Annals, 25(12), 720–725.
[3] Loftus, E. F., & Palmer, J. C. (1974). Reconstruction of automobile destruction: An example of the interaction between language and memory. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 13(5), 585–589.
Şurada paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir