AYIN KAZANANI - KorpusLuteum Ben X üniversitesinde doktora yapmaktayım. 2020 yılında benim alanım olan bir bölüme öğretim üyesi ilanı açıldı. İlana 3 kişi başvurdu. X üniversitesi sınav için duyurusunu ilk defa isimleri ve soyadları belli olmayacak şekilde ilk kez açıkladı. Çünkü 3 kişiden biri rektörün yeğeni idi. Tüm puanlarım rektörün yeğeninden yüksekti. Ayrıca bölüm biyoloji ile ilgili bir alandı ve rektörün yeğeni inşaat mühendisi idi. Başvuru sonuçları açıklandı ve ben sınava giremiyordum tüm şartları sağladığım halde. Hemen ilgili birimi aradım. Apar topar yeni ilan yayınlayıp hatalarını düzelttiler. Telefonda düzelten kişi ile konuşurken personel daire işleri başkanı olan zat personelin benimle konuştuğunu anlamadığı için aynen şu cümleleri kurdu. PB: Rektör diken üstünde zaten bu kadro için bir de böyle hata mı yapıyorsunuz ha? Olacak iş değil. Personel : Başkanım. Ve telefon kapandı. Puanlarım yüksek olduğu için ben yine çalıştım. Tabi umudum yok. Çoğu arkadaşım torpille girmiş üniversiteye. Soruların verildiğini biliyorum sınavdan önce. Ama yine bizdeki de umut. Sınavdan önce araştırdım rektörün yeğenini. İngiltere’de yükseğini yapmış. Hiç SCI endeksli yayını yok. Akademik anlamda hiçbir şeyi yok. Belki dedim bir umut olurda insaflı olurlar. CV’ me bakınca utanırlar. Neyse sınav günü geldi. Sınava giren hocaları tanıyorum. Sınavı bitirdim. Dedim içimden bu kağıt tarafsız okuyana en az 90. Ama bunlar okuyacağı işin rektörün yeğenine ne kadar puan gerekiyorsa o kadar. Bu arada 3. aday sınava gelmedi. Onun hiç umudu yoktu sanırım. Sonuç günü geldi. Bir de ne göreyim. Atanamamışım 😂 atanamam tabi. Rektörün yeğeni benden 20 puan fazla alması gerekiyordu benim puanımı geçmesi için. Hocalar hakkaniyetli davranıp 21 puan fazla vermişler rektörün yeğenine. Kıl payı olsun. Göze batmasın. Sonra sınavdaki hocaların hepsi bir bölümün bölüm başkanı veya fakültenin dekanı oldu sınavdan sonra. Biyoloji ile ilgili bir alana inşaat mühendisi atanmış oldu. 2 yıl geçti. Babişko Asuman’ın CV ne bir bakayım dedim. Sadece bir bildiri yapmış 2 yılda. Ben de özel bir şirkette çalışıyorum. 2 yılda 5 SCI endeksli yayın yaptım. 4 tane kitap bölümü yazdım. En acısı da sınavdaki kağıdımı okuyan doçent ve profesör olan insanların ve benim yerime atanan insanın toplamından daha çok yayınım olması ve atıf sayımın bu dört kişiden 6 kat fazla olması. Doktoramı bitirmek üzereyim. Akademiyi düşünmüyorum. Çalıştığım şirkette Ar-Ge yöneticisiyim. Bilimi çalıştığım kurumda yapıyorum. Yayınları şirketim adına yazıyorum. Üniversitede arkadaşlarım var. Çoğundan midem bulanıyor. Liyakatsiz insanlar çoğu. Akademik teşvik için yazdığım makalelere ismimi yazar mısın diyen var. Türkiye’de bilim insanı olmak zor. Çünkü akademi öldü. Bu da benim liyakatsiz dolu yüksek torpilli bir anım.
Kategoriler: Torpil Hikâyeleri Arşiv