Eğer bir işle uğraşıyorsak işin içindeyken ne işle uğraştığımızı, bu işin bizim için değerli olup olmadığını anlayamıyor oluruz. Zaman içinde işten uzaklaşıp
sadece yapılması gereken olarak bakarız. Sonra birden işin anlamını hissedecek bir an yaşanır. Bu an çok kıymetli olur genelde. Çünkü dönüp her o anı hatırladığımızda “evet işte o günden beridir, yaptığım bu işi seviyorum.” deriz.
Bu anın nasıl olduğunun, hangi durumda başımıza geldiğinin bir önemi olmaz. Sadece olmuştur ve etkilenmişizdir. Bundan sonra artık hevesle yapmaya başlarız çünkü amacımızı bulmuşuzdur. “Neden?” Sorusuna bir cevap verebilmişizdir. Bir iş, bir ilişki ya da kıymetli bir dostluk tek bir olayın seyriyle çok çabuk değişebiliyor. Değişebiliyor çünkü insan bakış açılarından ibaret. Bugün iyi olan yarın kötü olabiliyor. Her zaman cevap aradığımız neden sorusuna cevabı verebilen olay, bakış açısının körlüğünü aydınlatıyor. İnsan Merve ir kez aydınlığa kavuşunca bir daha kör olması imkansız hale geliyor. Bazen bilmek, bilmemekten daha acı verici olabiliyor. Acı vermesi gerçeği değiştirmiyor ama yaşamı değiştiriyor.
Yaşama biçimini ve neden sorularının seyrini değiştiriyor. Değişmek için bir olay yetebiliyor insana ancak ardında soruları olmak zorunda. Hiç “neden?”
Diye sormamış bir insan farkına varma yetisini kullanabilir mi? Hiç düşünmemiş insan yaşadıklarının acısını içtenlikle duyumsayabilir mi? Ve hiç kızıl olmamış insan, kızıl olan birini anlayabilir mi?
Merve Gedikli
Bir yanıt yazın