Ütüyü fişten çekmenize rağmen sürekli kontrol mu ediyorsunuz? Kapıyı kilitlemenize rağmen emin olamıyor musunuz? Yolda giderken sürekli tekrar eden şeyleri sayıyor musunuz? Dışarıya çıktığınızda pis olduğu düşüncesi ile bir yerlere oturamıyor, yemek yiyemiyor musunuz? Yaptığınız plan gerçekleşmediğinde huzursuz mu oluyorsunuz? Siz de OKB’li olabilirsiniz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) nedir?
Obsesyon; kişinin zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kompulsiyon; obsesyonların neden olduğu düşünce ve fikirleri azaltmak için yapılan yineleyici davranışlardır. Daha anlaşılır olabilmesi için şöyle özetleyebiliriz: Dokunmak istemediğiniz herhangi bir şeye dokundunuz. Hemen ardından zihninize “Şuan kirlendin, şuan pissin, elini yıkaman gerek…” gibi zihninizden atamadığınız düşünceler geliyor. Buna obsesyon adını veriyoruz. Sonrasında elinizi yıkamaya başlıyorsunuz. Ne kadar çok yıkarsanız yıkayın, elinizdeki kirin temizlenmediğini düşünüyor ve sürekli tekrarlıyorsunuz. Buna ise kompulsiyon adını veriyoruz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) neden olur?
Günümüzde nedeni tam olarak anlaşılmamasına rağmen biyolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu söylenilmektedir.
Biyolojik Faktörler
Başta anne ve babada daha sonrasında birinci derece diye adlandırdığımız akrabalarda olmak üzere sıklıkla görülmesi nedeniyle biyolojik olabileceği düşünülmektedir.
Yapılan araştırmalarda beyindeki serotonin miktarının azalması sebebiyle biyolojik olabileceği düşünülmektedir.
Çevresel Faktörler
Taciz, yaşam durumundaki değişiklikler, hastalık, sevilen birinin kaybı, iş veya okul ilgili değişiklikler veya sorunlar ilişki olayları bireylerde yüksek miktarda stres sonucu OKB görülmektedir.
Kişilik tipi kuralcı, detaycı, titiz ve mükemmeliyetçi olan bireylerde sıklıkla görülmektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hangi yaşlarda başlar ve kimlerde daha sık görülür?
OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olmasına rağmen günümüzde büyük toplum kesimlerinde yapılan araştırmalara göre %3 oranında görüldüğü saptanmıştır. Genellikle ergenlik döneminde görülen bir rahatsızlık olmasına rağmen 20-30’lu yaşlardan okul öncesi çağdaki çocuklara kadar her yaştan bireyde görülebilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) çeşitleri nelerdir?
- Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu
- Kuşku Obsesyonu ve Kontrol Kompulsiyonu
- Cinsel İçerikli Obsesyonlar
- Dini İçerikli Obsesyonlar
- Simetri/düzen Obsesyonu ve Kompulsiyonları
- Dokunma Kompulsiyonları
- Sayma Kompulsiyonları
- Biriktirme ve Sayma Kompulsiyonları
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) belirtileri nelerdir?
- Kirlenme korkusu
- Mikroplardan korkma
- Düzenli ve simetrik olma
- Kendisini veya sevdiklerinin zarar görmesine ait düşüncelere kapılma
- Başkalarının dokunduğu nesnelere dokunama
- Nesneler düzenli olmadığında strese girme
- El sıkışmaktan rahatsızlık duyma
- Sürekli el yıkama
- Sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı
- Bir şeyleri sayma / belirli kalıplarla sayma
- Kilitlediklerinden emin olmak için kapıları tekrar kontrol etme
Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) nasıl teşhis edilir?
OKB’nun teşhis edilmesi bazen zordur. Çünkü semptomlar OKB’yi gösterseler de farklı bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalınabilir. Örneğin danışanda anksiyete bozuklukları, depresyon, şizofreni veya mental sağlık problemi olabilir. Bu yüzden uzman psikoloğunuz size Rorschach Mürekkep Testi, T.A.T., Y-BOCS vb. kişilik testleri uyguladıktan sonra tanınızı koyacaktır.
Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) nasıl tedavi edilir?
1. Bireysel Davranışçı Terapi (BDT)
Bireysel Davranışçı Terapi, insan davranışını etkileyen düşünce ve inançların nasıl değiştirilebileceği üzerine odaklanan bir terapi yöntemidir. Tanısı koyulan danışan bir uzman eşliğinde düşünce ve davranışları arasındaki ilişkiyi anlar ve yorumlar.
2. İlaç Tedavisi
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hastalarında beyindeki serotonin miktarını artırmaya yönelik ilaçlar kullanabilir.
3. EMDR Terapi
Beynimiz, sağ ve sol beyinden oluşmaktadır. Sağ beyin karar verme ile ilgilenirken, sol beyin duygular ile ilgilenir. Çok küçük bir yaşta tren garında kayboldunuz. Kaybolduğunuz anda beyninizin sağ kısmı kilitleniyor ve ne yapacağınızı bilemiyor, karar veremiyorsunuz. Tüm bunlar yaşarken ama sol beynininiz çok aktif çalışıyor ve o an yaşadığınız tüm korku ve kaygıyı hissediyor, kaydediyor. Bir sonraki defa siz tren garına gittiğinizde tekrar kaybolacağınızı düşünerek sol beyninizi aktif hale getiriyorsunuz. Aynı korku ve kaygıları tekrar yaşıyorsunuz. Bunu engellemek amacıyla çift yönlü uyarımlar verilerek zihninde yer alan kötü anılar uyarılmaya çalışılır. Verilen çift yönlü uyaran göz, kulak veya dokunsal şekilde olabilir. Uyarım sonucu açığa çıkan kötü anı tekrar işlenir ve yenilenir. Yani yaşadığınız kaygı tekrarlanmayabilir.
Tedavi yöntemi kesinlikle uzmanın tercihidir. Her danışana aynı tedavi yöntemi uygulanmaz.
Her takıntılı düşünce veya davranış OKB midir?
Gündelik hayatımızda hepimiz aslında ütünün fişini çekip çekmediğimizi, kapıyı kilitleyip kilitlemediğimizi kontrol ediyoruz. Bunları yapmak hastalık mı? Düzenli, tertipli, temiz olmanın neresi hastalık diyebilirsiniz. Elbette gündelik yaşantımızda hepimiz bu davranışları yapıyoruz. Ancak tıbbi açıdan bu şekilde davranışların hastalık olarak sayılması için günlük işlevimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmasıdır. Ütüyü fişten çektiğinizi kontrol etmeniz çok doğal bir durumdur. Fakat evden dışarı çıktığınızda kontrol etmenize rağmen hala tedirgin oluyorsanız, tekrar eve gidip kontrol ediyorsanız; fotoğrafını çekip sık sık kontrol ediyorsanız günlük işlevinizi etkilemektedir.
“İnsanın biyo-psiko-sosyal bir varlık olduğunu beden sağlığının önemi kadar ruh sağlığının da önemli olduğunu unutmayın. Sağlıklı günler.”
Ahmet Emre EYDEMİR
KAYNAKÇA
1) https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/29/obsesif-kompulsif-bozukluk
2)
https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/obsesif-kompulsif-bozukluk-okb/#tani-yontemleri
3) François Lelord, Zor Kişiliklerle Yaşamak, İletişim Yayın Evi, 2007.
4) Dr. Oğuz Tan, Takıntılar, Timaş Yayınları, 2004.
5) David Veale, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Kuraldışı Yayın Evi, 2017.
Bir yanıt yazın