Önemli Seçimler

Hayatımızın belki de en önemli kararlarından birisi meslek seçimimizdir. İlgilendiğimiz alanlar, yeteneklerimiz, sevdiğimiz ve yapmaktan keyif duyduğumuz işler ile çevremizdeki insanların, bizden yaşça büyüklerin tavsiyeleri minik bir savaş içerisine girer. Belki de bu noktada en önemlisi kendimizi gerçekten iyi tanımak ve karar vermektir.
Eğer tüm bu zorlu çatışmaların ardından seçiminiz öğretmenlik olduysa ve mesleğe dair tereddütleriniz bulunuyorsa bu yazı tam size göre…

Nasıl Öğretmen Olacağım?

“Nasıl Etkili Öğretmen Olunur?” sorusuna cevap aramak için araştırma yaptığınızda genelde liste hâlinde oluşturulmuş birtakım ilkelerle karşılaşırsınız.
Ancak bu ilkelerin uygulanabilirliği oldukça önemlidir. Bu tavsiye yazısında gerçekçi tavsiyeler üzerinde durmamız gerekmektedir.
Öncelikle diğer mesleklerde de olduğu gibi işini severek yapma kavramından bahsetmek gerekmektedir. Hayatınızda herhangi bir işi sevmeden, o işe ilgi duymadan yapmaya çalışmak rutinlerinizle baş edemez hâle gelmenize sebep olur. Bu durum elbette meslek hayatınız için de geçerlidir. Bir öğrenciye herhangi bir konuyu anlatma, bir öğrencinin çok ufak ya da çok karmaşık bir sorunuyla ilgilenme fikri sizde nasıl hisler uyandırıyor? Bu hisleri tanımlayarak başlayabilirsiniz.
Öğretmenlik fikrinin “öğretmeyi sevmek” aşamasını geçtiyseniz sıradaki aşamamız “fedakarlık”. Gerçekten bir insanın hayatına dokunmak, belki de ilerdeki seçimlerinin bir parçası olmak ister misiniz? Bu ifade göz korkutucu olabilir. Çünkü çoğumuz bizi belki de sevdiğimiz/seveceğimiz bir dersten uzaklaştıran, o derse karşı ön yargı oluşturmamıza sebep olan bir öğretmenle tanışmışızdır. Ancak karanlıkta kalmış bir öğrenciye ışık tutmak, engellere takılmış bir bireyin o engelleri daha kolay geçmesini sağlamak belki de o kadar korkutucu değildir…

Belki de en önemli diğer madde “ayrım yapmamak”. Hepimizin ön yargılı davrandığı anlar olabilir. Bazen bir insanı dış görünüşüne göre çılgın, korkutucu, sıkıcı, baskıcı vb. kelimelerle tanımlamaya çalışabiliriz. Fakat iyi bir öğretmen olmak istiyorsanız kalıplaşmış yargılardan uzaklaşmanız gerekmektedir. Güzel öğrencileriniz her türlü sorunla karşılaşıyor olabilir. Aile problemleri, kişisel problemler, ilişki problemleri vs… Hayatındaki seçimleri dengeli bir şekilde yapmak isteyen öğrencinize kişisel kalıplarınızı dayatmaya çalışmak onun özgürlüğüne bir darbe vurmaktır. Öğrencinizin dini, siyasi görüşü, kişisel kimliği gibi onun özeli olan konulara karşı tarafsız davranmalısınız.
Bu noktaya kadar öğretmenliğin kişisel hedeflerinden bahsettik ama önemli olan bir diğer konu ise kendimizi ne kadar geliştirdiğimizdir. Bir öğretmen sadece ilgili dersin anlatıcısı değil, çok yönlü bir rehberdir. Öğrencimize bilgili olduğumuz alanlar hakkında ışık tutarız ki öğrencimiz hayata hazırlansın. Bu sebeple çok klasik ama her zaman geçerli olan o ifadeyi hatırlatacağım. “Okuyun!”. Ayrım yapmadan her yazardan okuyun. Her görüşü nedenleri ve sonuçları ile öğrenin ki öğrenciniz bu noktada takıldığında onun soru işaretlerinin kilidini açacak minik anahtarlarınız olsun. Unutmayın ki bilgi sizin dostunuz olacak. Dostunuza ulaşmak bazen zorlu olsa da kaynağını iyi araştırdığınız bilgileri sırtınıza bir güven pelerini
olarak almalısınız. Bu pelerin çocuklarınızı yani öğrencilerinizi koruyacak.
Karşınıza bilgisizliği, araştırmamayı, bilgiden kaçmayı tercih edenler de çıkacak. İşte tam da bu noktada cesaretinizi sırtınıza aldığınız o pelerinden toplayacaksınız. Edindiğiniz her bir bilgiyle öğrencilerinizin patikalı yollarını inşa edeceksiniz. Bu anlattığım kadar kolay olmayacak ama onlara olan sevginiz tüm zorlukların üstesinden gelecek. Haksızlıklar, adaletsizlikler yaşayacak belki de mesleğinizden kopma eşiğine geleceksiniz ama eğer bu noktaya gelirseniz gelecek nesillerin de bu haksızlıkları yaşamaması için çabalamanız gerektiğini hatırlayın.

Kısaca Öğretmenlik…

Öğretmenlik hakkında yazılabilecek çok yazı, verilebilecek çok tavsiye var. Ancak bu yazı kapsamında özetlemek gerekirse; işini sevmek, fedakar olmak, ön yargılarını kırmak, çok okuyup çok araştırmak ve elbette cesur olmak kavramları belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıyı “Öğretmen Olmak” kitabından bir alıntıyla bitirmek istiyorum. “Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebilirsin”.

SERAP İLERİ
Şurada paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir