Stres kelimesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Birçoğumuz için bu sadece yoğun bir iş günü ya da beklenmedik bir olayla ilişkilidir. Ancak stres, tarih boyunca bizi şekillendiren ve evrimleşen karmaşık bir fenomen. Peki, stresin tarihi kökenleri nelerdir ve zaman içinde nasıl evrildi?

Stresin Tanımı:

Stres, organizmanın iç ya da dış uyaranlara verdiği tepki olarak tanımlanır. Bu uyarıcılar bazen fiziksel (bir yaralanma veya hastalık), bazen duygusal (üzücü bir olay) ya da zihinsel (aşırı bilgi yüklemesi) olabilir. Organizma, bu tür uyarıcılara karşı homeostazını, yani iç dengesini korumak için tepki verir.

Tarihsel Perspektif:

Eski Çağlar:
Stres kavramı yeni değil. Antik çağlarda, insanların tehlikeli hayvanlar ya da düşman kabileler tarafından tehdit edildiğini düşünün. Bu tür tehditlere karşı verilen tepki, “savaş ya
da kaç” tepkisi olarak bilinen, adrenalin salınımına neden olan bir mekanizmaydı. Bu tepki, hayatta kalma şansını artırmak için vücudu hızlı bir harekete hazırlardı.

Modern Dönem:

20. yüzyıla gelindiğinde, stres kavramı daha karmaşık hale geldi. Endüstri devrimi, şehirleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte, insanların karşılaştığı stres faktörleri de değişti.
Hans Selye, 1936’da stresin fizyolojik yanıtlarını tanımlayarak modern stres teorisinin öncüsü oldu. O, stresin sadece tehlikeli ya da tehditkar durumlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda yaşamın günlük talepleriyle de ilişkili olduğunu belirtti.

Stresin Bilimsel Tanımı: Fizyolojik ve Psikolojik Boyutları

Hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmak için vücudumuz ve zihnimiz belirli tepkiler gösterir. Bu tepkilerin tümüne “stres” diyoruz. Ancak stresi sadece bir duygu ya da huzursuzluk olarak
değerlendirmek yetersiz kalır. Bilimsel bir perspektiften, stresin ne olduğunu ve fizyolojik ile psikolojik boyutlarını keşfedelim.

Fizyolojik Boyutu:

“Savaş ya da Kaç” Tepkisi: Stresle karşılaşıldığında, vücudumuz adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarını salgılar. Bu hormonların salgılanması sonucunda kalp atış hızı artar, solunum hızlanır ve kaslar harekete hazırlanır.

  • Endokrin Sistem: Stres, hipotalamus, hipofiz bezleri ve adrenal bezler arasındaki etkileşimi artırarak endokrin sistem üzerinde de etkili olur.
  • Uzun Süreli Stresin Etkileri: Kronik stres durumunda, bağışıklık sistemi zayıflar, kalp-damar hastalıkları riski artar ve sindirim sorunları yaşanabilir.

Psikolojik Boyutu:

  • Algı ve Değerlendirme: Bireyler, karşılaştıkları durumu değerlendirir ve tehdit olarak algılarlarsa stres tepkisi gösterirler.
  • Duygusal Yanıtlar: Stres, endişe, korku, öfke ve depresyon gibi duygusal tepkilere neden olabilir.
  • Bilişsel Etkiler: Kronik stres, konsantrasyon güçlüğü, karar vermede zorluk ve hafıza problemleri gibi bilişsel sorunlara yol açabilir.
    Stres, sadece duygusal bir yanıt değil, aynı zamanda karmaşık bir fizyolojik süreçtir. Bunu anlamak, stresle başa çıkmada ve onun olumsuz etkilerini azaltmada bize yardımcı olabilir. Hem vücudumuzun hem de zihnimizin bu tepkilere nasıl yanıt verdiğini bilerek, daha bilinçli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz.

Stresin Evrimsel Kökenleri: Stresin insanın evrimsel tarihindeki rolü ve amacı

İlk insanların vahşi doğada hayatta kalabilmek için karşılaştığı zorlukları hayal edin. Ani tehlikelere karşı hızla tepki vermek, aslında stresin evrimsel kökenlerine dair ipuçları sunar. Peki stres, evrim sürecinde bize nasıl bir avantaj sağlamış olabilir?

Stresin Evrimsel Kökenleri:

Stres tepkisi, esasen ilk insanların ve hatta onlardan önceki atalarımızın hayatta kalma mücadelesinde evrimleşen bir mekanizmadır.
“Savaş ya da Kaç” Tepkisi: Bu temel tepki, bireyin tehlikeli bir durumla karşılaştığında hızla harekete geçmesine yardımcı olur. Vahşi doğada, bu tepki potansiyel yırtıcılardan kaçmak ya
da yiyecek arayışında rekabet etmek için gereklidir.

Enerji Tahsis Edilmesi: Stres tepkisi, vücudu anlık tehlikelere tepki vermek için gerekli olan enerjiyi sağlamak amacıyla, enerjiyi vücudun hayati organlarına yönlendirir.
Sosyal Sinyaller: İnsanlar sosyal varlıklardır ve topluluk içinde yaşarlar. Stres, bireylerin tehlikeli ya da tehditkar sosyal sinyallere tepki vermesine yardımcı olabilir.

Stresin Evrimsel Avantajları:

Hayatta Kalma: Yukarıda belirtilen “savaş ya da kaç” tepkisi, bireyin hayatta kalmasına doğrudan katkıda bulunur. Hızlı tepki verme yeteneği, tehlikeli durumlarda hayatta kalma
şansını artırır.

Eş Seçimi: Stres tepkileri, potansiyel eşlere bireyin tehlikelere karşı nasıl tepki verdiğini göstererek, eş seçiminde de bir rol oynayabilir.
Topluluk İçinde Uyum: Stres, bireylerin sosyal tehditlere karşı uyanık olmasını ve topluluk içinde uyumlu bir şekilde yaşamasını sağlar.


Stres, modern yaşamın bir parçası olarak sıklıkla olumsuz bir fenomen olarak görülse de, evrimsel bir perspektiften bakıldığında, atalarımızın hayatta kalma mücadelesinde kritik bir
rol oynamıştır. Bu, stresin aslında doğal ve evrimsel bir tepki olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Ancak, modern yaşamın getirdiği stres kaynaklarına nasıl tepki verdiğimizi gözden geçirmek ve stresle başa çıkmak için stratejiler geliştirmek önemlidir.

Modern Çağda Stres: Teknolojinin, sosyal medyanın ve hızlı yaşamın stres üzerindeki
etkisi

Akıllı telefonlarımızı elimizden bırakmadığımız, sosyal medya hesaplarımızın bizi sürekli meşgul ettiği ve hayatın hızla geçtiği bir çağda yaşıyoruz. Peki, bu modern yaşam tarzı, stres
seviyelerimizi nasıl etkiliyor? Teknoloji ve sosyal medyanın stres üzerindeki rolünü keşfedelim.
Teknolojinin Stres Üzerindeki Etkisi:

  • Bilgi Yüklemesi: Teknolojik cihazlar, sürekli güncellenen bilgilerle bizi bombardıman altına alır. Bu durum, zihinsel yorgunluk ve stres seviyelerinin artmasına neden olabilir.
  • Uyku Kalitesinin Azalması: Ekranlardan yayılan mavi ışık, melatonin salgılanmasını engelleyerek uyku kalitesini düşürebilir. Yetersiz uyku, artan stres seviyeleriyle
    doğrudan ilişkilidir.
  • Çevrimiçi Olma Baskısı: Teknolojik cihazlar sayesinde sürekli çevrimiçi olma baskısı, bireylerde sosyal ve mesleki anlamda sürekli ‘bağlantılı’ olma ihtiyacını artırır.
    Sosyal Medyanın Stres Üzerindeki Etkisi:
  • Karşılaştırma Tuzağı: Bireyler, sosyal medya üzerinde gördükleri ‘ideal’ yaşamlarla
    kendi yaşamlarını karşılaştırabilirler, bu da yetersizlik hissine ve strese yol açabilir.
  • Bilgi Kirliliği: Doğru olmayan bilgilerin ve haberlerin hızla yayılması, bireylerin
    dünyayla ilgili gerçek algılarını bozabilir.
  • Sosyal İzolasyon: Sosyal medya, ironik bir şekilde bireylerin gerçek sosyal
    etkileşimlerden uzaklaşmasına neden olabilir, bu da yalnızlık ve stresin artmasına
    sebep olabilir.
    Hızlı Yaşamın Stres Üzerindeki Etkisi:
  • Zaman Baskısı: Sürekli hareket halinde olan bir toplumda, bireyler genellikle zamanla
    yarıştıklarını hissederler.
  • Esneklik Kaybı: Hızlı yaşam tarzı, bireylerin değişen koşullara adapte olma
    yeteneklerini sınırlayabilir.
  • Doyumsuzluk: Sürekli daha fazlasını isteme ve başarma arzusu, bireylerde tatmin
    olmama ve sürekli bir doyumsuzluk hissi yaratabilir.
    Modern yaşamın sunduğu olanaklar, birçok konuda hayatımızı kolaylaştırıyor olabilir, ancak aynı zamanda stres seviyelerimizi etkileyen yeni zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu
    nedenle, teknoloji, sosyal medya ve hızlı yaşamın getirdiği bu stres kaynaklarıyla başa çıkmak için bilinçli bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor.

Stresin Fizyolojik ve Psikolojik Etkileri

Stres Hormonları: Kortizol ve adrenalinin etkileri

Ani bir tehlike anında kalbinizin hızla atmasını ya da sınav öncesinde hissettiğiniz gerginliği fark ettiniz mi? Bunun arkasında, vücudunuzun ‘savaş ya da kaç’ tepkisini yöneten stres
hormonları, kortizol ve adrenalin bulunmaktadır. Peki, bu hormonlar tam olarak ne işe yarar ve nasıl çalışırlar?
Kortizol: Vücudun ‘Uzun Süreli’ Stres Tepkisi

  • Nasıl Çalışır: Kortizol, adrenal bezler tarafından üretilir ve stresli durumlarda vücuda enerji sağlamak için kan şekerini artırır.
  • Etkileri: Kortizol, bağışıklık sistemini baskılar, kan şekerini yükseltir ve metabolizmayı hızlandırır. Aynı zamanda hafızada, ruh hali dengelemede ve su dengesinin korunmasında da rol oynar.
  • Kronik Stres ve Kortizol: Uzun süreli yüksek kortizol seviyeleri, kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet ve hafıza sorunları gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
    Adrenalin: ‘Ani’ Tehditlere Tepki
  • Nasıl Çalışır: Adrenalin, adrenal medulla tarafından üretilir ve aniden ortaya çıkan tehlikelere karşı vücudun hızla tepki vermesine yardımcı olur.
  • Etkileri: Adrenalin, kalp atış hızını artırır, solunumu hızlandırır, enerji sağlamak için glikojenin glikoza dönüşümünü hızlandırır ve göz bebeklerini genişleterek görüşü
    keskinleştirir.
  • Aşırı Adrenalin ve Etkileri: Sürekli yüksek adrenalin seviyeleri, uykusuzluk, kilo kaybı, kalp problemleri ve huzursuzluk gibi sorunlara neden olabilir.

Kortizol ve adrenalin, vücudun stres tepkilerini yöneten kritik hormonlardır. Ancak, modern yaşamın getirdiği sürekli stres kaynakları, bu hormonların aşırı salgılanmasına neden olarak
sağlığımızı olumsuz etkileyebilir.

Psikolojik Tepkiler: Kaygı, depresyon ve diğer ruhsal durumlar

Beyin, bilinçli ve bilinçsiz süreçler aracılığıyla birçok karmaşık tepkiyi yönlendirir. Bu tepkilerin bazıları, dışsal veya içsel uyarıcılara cevaben ortaya çıkar. Kaygı, depresyon ve diğer ruhsal durumlar, bu tepkilerin bir parçası olarak ele alınabilir.

  1. Kaygı: Evrimsel Bir Perspektif
    Kaygı, tehdit algısı karşısında ortaya çıkan bir tepkidir. Biyolojik olarak, bu tepki bizi tehlikeli
    durumlar karşısında korumak için evrimleşmiştir. Ancak modern dünyada bu tehditler
    genellikle fiziksel değil, psikolojik olarak algılanır. Araştırmalar, sürekli kaygının beynin
    amigdala bölgesindeki aktivite ile ilişkilendirildiğini göstermektedir.
  2. Depresyon: Nörobiyolojik Mekanizmalar..
    Depresyon, beyindeki nörotransmitter dengesizliğinden kaynaklanabilir. Özellikle serotonin,
    norepinefrin ve dopaminin dengesizliği, depresif belirtilerin ortaya çıkmasında etkilidir. Bu
    dengesizlik, genetik, çevresel ve psikososyal faktörlerle tetiklenebilir.
  3. Diğer Ruhsal Durumlar ve Beyin
    Obsesif-kompulsif bozukluk, şizofreni ve bipolar bozukluk gibi diğer ruhsal durumlar da
    beyindeki belirli bölgelerin aktivitesiyle ilişkilendirilmiştir. Örneğin, obsesif-kompulsif
    bozukluğun ortaya çıkmasında bazal ganglia’nın rol aldığı düşünülmektedir.
  4. Araştırmada Son Gelişmeler
    Nörolojik görüntüleme teknolojileri, bu ruhsal durumların beyindeki etkilerini daha iyi
    anlamamızı sağlar. fMRI ve PET taramaları, beyindeki aktivite değişikliklerini ve
    nörotransmitter dengesizliklerini görselleştirmek için kullanılır.
  5. Psikolojik Tepkilerin Özgünlüğü
    Her bireyin psikolojik tepkisi benzersizdir. Genetik yapısı, çocukluk deneyimleri ve yaşadığı
    olaylar, bir kişinin ruhsal durumunu etkileyen faktörler arasındadır. Bu nedenle, her bireyin
    yaşadığı psikolojik tepki, onun özgün yaşam hikayesiyle şekillenir.

Beyin, karmaşık bir yapıya sahip olup, birçok faktörün etkisi altında ruhsal tepkileri yönlendirir. Kaygı, depresyon ve diğer ruhsal durumlar, beyindeki belirli bölgelerin ve
nörotransmitterlerin aktivitesiyle doğrudan ilişkilidir. Ancak bu tepkilerin her bireyde nasıl ortaya çıktığını anlamak için bireysel farklılıkları ve yaşam deneyimlerini dikkate almak gerekmektedir.
Fizyolojik Tepkiler: Kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflaması vb.

Stres, bireyin yaşadığı zorlayıcı ve tehdit edici durumlar karşısında bedenen ve zihnen gösterdiği tepkidir. Bu tepkiler, uzun vadede birçok sağlık sorununa yol açabilir. Özellikle kalp
hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflaması gibi önemli rahatsızlıklar, stresle doğrudan ilişkilendirilmiştir.

  1. Stresin Kalp Üzerindeki Etkileri:
    Stres anında, adrenalin salgısı artar ve bu da kalp atış hızının ve kan basıncının yükselmesine neden olur. Kronik stres durumunda bu tepkiler sürekli hale gelir, bu da arterlerde sertleşme, hipertansiyon ve sonrasında kalp krizi riskinin artmasına yol açabilir.
  2. Bağışıklık Sistemi ve Stres:
    Kronik stres, kortizol hormonunun sürekli yüksek seviyede salgılanmasına neden olur. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açarak enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir bireyi.
  3. Diğer Fizyolojik Tepkiler:
    Stres, ayrıca sindirim sistemi sorunlarına, solunum problemlerine, endokrin sistemi dengesizliklerine ve cilt rahatsızlıklarına da yol açabilir.
  4. Araştırma Bulguları:
    Birçok bilimsel çalışma, stresin kronik hastalıkların gelişiminde önemli bir faktör olduğunu doğrulamaktadır. Özellikle kalp hastalıkları ve bağışıklık sistemi ile ilgili rahatsızlıkların
    stresle yakın ilişkisi, birçok epidemiyolojik çalışma ile kanıtlanmıştır.
  5. Stresle Başa Çıkma ve Korunma:
    Stresin fizyolojik tepkilerini minimize etmek için bireylerin stres yönetimi teknikleri öğrenmeleri ve uygulamaları önerilir. Meditasyon, derin nefes alma teknikleri, fiziksel aktivite
    ve uyku düzeni, stresin olumsuz etkilerini azaltmada etkili olabilir.
    Stres, vücudun karmaşık bir tepki sistemini harekete geçirir. Kronik stres durumunda bu tepkiler, birçok ciddi sağlık sorununun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle, stresle
    etkili bir şekilde başa çıkmak ve korunmak, sağlıklı bir yaşam için kritik bir öneme sahiptir.

  6. Fiziksel Aktiviteler ve Stres Azaltma: Spor, yoga ve meditasyonun stres üzerindeki olumlu etkileri
  7. Fiziksel Aktivitenin Genel Etkileri: Fiziksel aktivite, vücudun endorfin adında doğal ağrı
    kesiciler üretmesini teşvik eder. Endorfinler, genel olarak ruh hali üzerinde olumlu bir etkiye
    sahip olan kimyasal bileşiklerdir.
  8. Sporun Stres Üzerindeki Etkileri:Bilimsel Verilere Dayanarak Sporun Etkinliği:
    Araştırmalar, düzenli fiziksel egzersizin stres belirtilerini azaltabileceğini göstermektedir. Spor
    yapmak, kan basıncını düşürebilir ve uyku kalitesini artırabilir.Konsantrasyon ve Odaklanma:
    Spor yaparken birey, negatif düşüncelerden uzaklaşır ve mevcut an’a odaklanır. Bu, zihinsel
    stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
  9. Yoga’nın Stres Üzerindeki Etkileri:Menteşe Arasında Bağlantı: Yoga, zihin ve beden
    arasında bir bağlantı kurmayı hedefler. Bu, bireyin stresli durumları daha dengeli bir
    perspektiften değerlendirmesine yardımcı olabilir.Nefes Teknikleri: Yoga, nefes alma
    tekniklerine vurgu yapar. Derin nefes alma, stres tepkisini azaltabilir ve rahatlama tepkisini
    teşvik edebilir.
    Bilimsel Yaklaşım: Araştırmalar, yoga’nın kortizol (stres hormonu) seviyelerini azaltmada
    etkili olduğunu göstermektedir.
  10. Meditasyonun Stres Üzerindeki Etkileri:Farkındalık ve Şimdiye Odaklanma: Meditasyon,
    bireyin mevcut ana odaklanmasını teşvik eder. Bu, negatif düşüncelerden uzaklaşmayı ve
    zihni sakinleştirmeyi kolaylaştırabilir.
  11. Bilimsel Perspektif: Meditasyonun, beyindeki amigdala adlı stresle ilişkilendirilen bölgenin aktivitesini azaltabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.

Fiziksel aktiviteler, bireyin stresle başa çıkmasına büyük ölçüde yardımcı olabilir. Spor, yoga ve meditasyon, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekleyerek stresin olumsuz etkilerini azaltabilir.
Olumlu Düşüncenin Stres Üzerindeki Pozitif Etkileri

  1. Olumlu Düşüncenin Temeli: Olumlu düşünce, zihniyetinizi odaklandığınız ve üzerinde durduğunuz şeyler üzerindeki kontrolünü tanımlar. Bu, genellikle olumlu sonuçları ve
    deneyimleri öne çıkararak ve olumsuz düşüncelere odaklanmaktan kaçınarak gerçekleştirilir.
  2. Beyin Kimyası ve Olumlu Düşünce:Endorfin Salınımı: Olumlu düşünceler, beyinde endorfin salınımını tetikleyebilir. Endorfinler, doğal olarak vücutta üretilen ağrı kesicilerdir ve
    genel olarak iyi hissetme duygusunu artırabilirler.Kortizol Seviyelerinin Azalması: Olumlu bir zihniyet, stres hormonu kortizolun salınımını azaltabilir, bu da genel stres seviyelerini
    düşürebilir.
  3. Psikolojik Etkiler: Başa Çıkma Stratejileri: Olumlu düşüncenin etkisiyle, bireyler stresle daha etkili bir şekilde başa çıkmak için stratejiler geliştirebilirler. Rezilyans Artışı: Olumlu
    düşünce, bireylerin zorluklarla daha esnek bir şekilde başa çıkmasına yardımcı olabilir.
  4. Fizyolojik Etkiler: Daha İyi Uyku: Olumlu düşüncenin etkisiyle, bireyler daha huzurlu ve rahat bir uyku deneyimi yaşayabilirler. Bağışıklık Sistemi Güçlenmesi: Araştırmalar, olumlu bir zihniyetin bağışıklık sistemini güçlendirebileceğini göstermektedir.
  5. Sosyal Etkiler: İlişkilerin Güçlenmesi: Olumlu bir zihniyete sahip bireyler, başkalarıyla daha olumlu etkileşimler kurabilirler, bu da sosyal destek ağlarının genişlemesine yol açabilir.
    Olumlu düşünce, hem fizyolojik hem de psikolojik olarak bireyin stresle başa çıkmasına büyük ölçüde yardımcı olabilir. Düzenli olarak uygulandığında, olumlu düşünce bireyin yaşam kalitesini artırabilir ve stresin olumsuz etkilerini azaltabilir.

Stres, tarihsel, fizyolojik ve psikolojik bir fenomen olarak varlığını sürdürmektedir. Tarih boyunca evrimleşen bu tepki, eski çağlardan modern döneme kadar birçok şekilde karşımıza
çıkmıştır. Modern yaşantıda teknoloji, sosyal medya ve hızlı yaşam temposu, stres seviyelerini artırabilecek unsurlar arasındadır. Ancak, stresin fizyolojik ve psikolojik etkileri, doğru yönetildiğinde azaltılabilir. Fiziksel aktiviteler, meditasyon ve olumlu düşünce gibi yöntemler, stresle başa çıkmada ve onun olumsuz etkilerini azaltmada bireylere yardımcı olabilir. Bu nedenle, stresi doğru yönetmek ve etkilerini minimalize etmek için bilinçli bir yaklaşım benimsemek, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmek adına kritik öneme sahiptir.

Mustafa Direk
Search Engine Optimization Analyst (SEO)

KAYNAK:

  1. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5900369/
  2. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17659843/
  3. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2568977/
  4. https://www.researchgate.net/publication/303791745_Evolutionary_Origins_and_Functions_of_t
    he_Stress_Response_System
  5. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/B978012800951200011X
  6. https://www.pewresearch.org/internet/2015/01/15/psychological-stress-and-social-media-use/
  7. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0747563217306908
  8. https://www.helpguide.org/articles/mental-health/social-media-and-mental-health.htm#:~:text=
    Using%20social%20media%20more%20often,depression%2C%20anxiety%2C%20and%20stress.
  9. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1090513816301118
  10. https://www.mayoclinic.org/healthy-lifestyle/stress-management/in-depth/stress/art-20046037

:~:text=Adrenaline%20makes%20the%20heart%20beat,the%20body%20that%20repair%20tissu

es.

  1. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK541120/
Şurada paylaş:

“Stresin Evrimsel Kökenleri ve Modern Dünyada Başa Çıkma Teknikleri” için 2 yanıt

  1. Haluk Güneş avatarı
    Haluk Güneş

    Oldukça detaylı bir içerik olmuş. Elinize sağlık.

  2. Efe Demir avatarı
    Efe Demir

    Pratiklik ve uygulanabilirliği üzerinde daha fazla durulabilirdi ancak yinede kapsamlı ve üzerinde düşünülmüş bir yazı olmuş. İçerik için teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir