Merhabalar. Geçenlerde gene gündemimiz en azından bu sefer benim uzmanlık alanım olabilecek bir şey. Bir üniversitemizde biliyorsunuz Özgür Suriye Ordusu’nun bayrakları açıldı ve orada İstiklal Marşı’nı okudu öğrenciler ve bir konferans salonunu doldurmuşlardı. Bu olay gündeme geldi. Şimdi bunun arka planında ne var?
Bir anda şaşırdık ama bu uzun süredir olan bir sorun ve durum. Bunun iyi tarafı da var. Kötü tarafı da var bunlardan bahsedeceğim. Açık açık. Ama işi aslında yine elimizi yüzümüze bulaştırdık. Sistemi de ele aldık. Gerçekten saçma sapan bir hale getirdik olayı. Ve şu anda üniversitelerimiz bence bu noktada bir batağa dönüşmüş durumda. İşte bu videoda bu konuyu ele alacağız efendim. Hazırsanız başlayalım.
Herkese merhabalar. Bir devlet üniversitesinde doçent olarak çalışıyorum. Bu videolar vasıtasıyla olabildiğince bildiklerimi, gördüklerimi atrarma çabası içerisindeyim. Aynı zamanda kanalımızın tüm gelirlerini her ay sizlere belirlemiş olduğu bir hayal kuruluna bağışlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla kanalımıza abone olursanız zil butonuna basarsanız ve videolarda da “like” butonuna basmayı unutmazsanız veya butona basmayı unutmazsanız hem gelecek videolardan haberdar olabilirsiniz. Hem de bu katkı miktarı arttırma noktasında bize çok önemli katkılar sunmuş olursunuz diyerek videomuza girelim efendim.
Hocam dersime çalıştım. Bütün şeyleri çıkarttım. Üniversite isimleri vermeyeceğim. Sonra yarın bir gün onlara geçmek isteriz. Almazlar. O yüzden üniversite ismi vermedim hocam. Ne olduğunu tam olarak anlatayım ben size. Bu yabancı öğrenci sayılarının bu kadar artmasının temeli nedir? İki tane nedeni var aslında. Bir tanesi bütçe. Parasal kaynak olmaları. Yani kimi üniversitelerimiz gidiyor, belli ülkelerle Orta Doğu’daki tabii. İkili anlaşmalar yapıyor. Ve oradan gelen öğrencileri mezun ettiklerinde, onlar orada öğrenciyken kendi üniversitelerinde o hükümetlerden para akışı o üniversitelere doğrudan. Bir kısım nedeni bu. Bir diğer nedeni ise sıralamalarda yükselmeleri. Şimdi zaten hocam bu iki neden temel argüman var üniversitelerle doğrudan. Bir kısım nedeni bu. Bir diğer nedeni ise sıralamalarda yükselmeleri. Şimdi zaten hocam bu iki neden temel argüman gerekçeler. Ama burada çok çok önemli bir sıkıntımız var. Bu olabilir bak kötü bir şey değil hocam. Uluslararası öğrenciyi getirmeniz ülkenize öyle ya da böyle evde aklınıza şu geliyor. Biz Orta Doğu’dan hep geliyor diyorsunuz ama hocam. Hollandalı geliyor da biz hayır demiyoruz ki hani İsveçli geliyor da ya kardeşim gelme git ülkene ya da git Amerika’ya sen adam gelmiyor zaten.
Ama Orta Doğu’dan öğrenci getirebiliyoruz. Ama buradaki sıkıntımız şu hocam. Biz eskiden Orta Doğu’dan iyi öğrenci getirebiliyorduk Orta Doğu ülkelerinden. Şimdi Orta Doğu’dan kötü öğrencileri getiriyoruz. Niye? Çünkü önüne geleni mezun ediyoruz hocam. Buyurun size gerçek araştırıldığında müfettişler üniversiteye gönderilecek fark edecek bir gerçeği söyleyeyim hemen. Zorla mezun ettiriliyorlar. Doktor öğrencileri hocam yüksek lisans öğrencileri dil bilmiyorlar, ne Türkçe ne İngilizce, ne yaptıkları belli değil. İntihal yapılmıyor belki ama uyduruk, leş gibi tezler mezun ettirilmek zorunda kalınıyor. Niye? Çünkü o hükümetlerden para geliyor. Bir şekilde bunun mezun edilmesi gerekiyor. Hemen bu iddiamın da kanıtından bahsedeyim hocam. Sosyal bilimler tüm üniversitelerimizin sosyal biline enstitülerine şöyle bir yazı yazdılar. Bir resmi kurumuz ve dese ki hocam bugüne kadar kaç öğrenci mezun ettiniz? Yüksek lisans, doktora da kaç doktora ya da yüksek lisans tezinizden hadi yüksek lisans tezini bir tarafa koyalım da kaç doktora tezinizden Q1’de sosyal bilimler aralığında Q bir de yayın çıktı?
Bakın hocam sorumuz bu. Ve şimdi çok net de bir iddiamı söylüyorum. On binlerce tez içinde otuz kırk yıllık sosyal bilimler enstitülerinde hocam bir rakamını göreceğiniz üniversite sayısı çok az. Göreceğiniz rakam hep sıfır. Tekrar etmek istiyorum üzülerek. On binlerce mezun edilmiş tezden kırk otuz yıllık sosyal bilimler enstitülerinden bir tane bile Q bilenler çıkmadı mı göreceğiz hep beraber. Bunu bütün üniversiteden talep edelim ve görelim. Şimdi bu ne demek? Önüne gelelim mezun ediyoruz demek hocam. Ve çok kötü veriyoruz. Bu bir kısmı. Bu kaliteyi hızla düşüren ikinci kısmı hocam. Sıralamalarda yükselmek. Burada da hile yapıyoruz. Çok açık ve net. Türkiye’deki üniversitelerimiz hile yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar? Uluslararası öğrenci sayısını yükselttikleri için bir sıralamalara giriyorlar.
İki doktora öğrenci sayısını şişirdikleri için bu uluslararası öğrencilerle bu da sıralamalara girmene katkı sunuyor. Çünkü bu sıralamanın belli kıstasları var ve buradaki en önemli kıstas tabii ki araştırma yapılması. Yani Q bir’lerde, Q iki’lerde en iyi yerde de makale yapılması üniversitemiz bunu yapmıyor. Hepsine demiyorum tabii ki. Belli başlı mesela. Bunu yapmıyor. Bunun yerine daha az katkısı olan hani bu arada uluslararası öğrenci sayısının yüzde yedi buçukluk o puanlamaya katkısı var. ve işte o doktor öğrencilerin de toplam araştırma içerisinde yüzde üçlük bir katkısı oluyor. Yaklaşık yüzde onluk bir katkı ve bunu siz acayip şişirirseniz çok fazla alırsanız elbette ki ilk binleri ilk bin iki yüzlere girmeye başladı. Bazı üniversitede görüyoruz ya ilk bindi bin iki yüz de bu ne alakaya falan diyoruz ya işte onun girmesinin nedeni bu. İnanılmaz fazla yabancı öğrenciyi uluslararası öğrenciyi almaları. Tekrar ediyorum. Bunun alması sorun değil. Çok kalitesizlerini alıyoruz. Bu çok kalitesiz öğrencilere de hiçbir şey sunmadıkları halde mezun ediyoruz hocam. Ana sıkıntımız burada. Şimdi bu hemen birkaç tane rakam vereyim size yine. Sayılarla konuşalım.
- Mesela bazı üniversitelerimiz var, sıralama bakıyorsunuz ilk binlerde. Ve iyi yerlerde, Türkiye sıralamasına göre ilk yirmilere girmiş gibi gözüküyor o sıralamada. Uluslararası öğrenci sayısına bakıyorsunuz, yüzde on sekiz, yüzde on dokuzlarda. Hemen araştırma puanına bakıyorsunuz yan tarafında. Yüz araştırma puanı da sekiz.
- Hemen bir üstündeki araştırma puanına bakıyorsunuz, yirmi. Neredeyse üç katına yakın hocam. Hemen bir alt sıralamadakinin araştırma puanına bakıyorsunuz, on üç. Dolayısıyla bu üniversitede o sıralamada niye var şu anda? Olmasın tek bir nedeni var hocam.
Uluslararası öğrenci sayılarının şişirilmiş olmasından dolayı o dünya sıralamasında. Herhangi bir araştırması yok o üniversitenin. Bunun gibi hocam belli başlı bizde bir, iki, üç, dört, beş, altı tane üniversite var. Açık olacak. Bu altı tane üniversitemizde inanılmaz şişirilmiş yabancı öğrenci sayısı var. Tekrar ediyorum. Bu kötü bir şey değil. Hem size uluslararası öğrenci geliyor, bütçe geliyor, güzel. Ama burada kötü olan şu hocam. Bu öğrencileri alıyoruz. Kalitesizce mezun ediyoruz. Ve maalesef burada bu arada çalışan hocalarımız için de çok zor bir durum. Yani mezun ettiriliyorlar hocam.
Hocalar da mezun ettirmek durumunda kalıyor onları. Ne yapacaklar? Bu şeyle mi uğraşacaklar? Gerçekten durum bu şu anda. Ve şimdi bakın bu olay şuna dönüşüyor. Siz kaliteli öğrenci alabilirken belli bir süre sonra oradaki o şey ülkelerdeki öğrenciler de buraya gelip de gelenlerin ne olduğunun farkında.
Dolayısıyla nasıl mezun ettiklerinin de farkında dönüyor. Hiçbir şey bilmeyen adam mezun bir şey. Nasıl mezun oldun diyor. Ne İngilizce var, ne Türkçe var, ne yaptın, ne yapsın orada? Nasıl yazdın bu tezi? Her şey ortada yani. E dolayısıyla hocam oradaki çocuk kapasiteliyse, niye gelip burada onlarla bir diplomaya sahip olsun ki? Daha gitmeye başlıyor. Bakın daha iyi demiyorum. Çok iyiyse Amerika’ya falan gidiyor. Ama bizim ülkemiz kısıt sırasına gelebilecek iyi öğrenci de biz başka ülkelere kaçırmaya başlıyoruz. Portekiz’e kaçırıyorsun. İspanya’sının Maltası’na kaçırıyorsun. Anlatabiliyor muyum? Rusya’sına kaçırıyorsun. Sizin skalanızdaki üniversitelere kaçırıyorsun. Zaten hocam bizim üniversitelerimizin gerçekten buradaki rezalet durumunu hemen şuradan anlarsınız.
- Hollanda’nın ilk yüzde yedi üniversitesi var hocam. Ya Konya kadar yer diye dalga geçtiğimiz yerin ilk yüzde yedi tane üniversitesi var. Türkiye’nin sıfır.
- Hocam İran ya dalga geçeriz. İran dışlanmış ülke üzerine şeye maruz kalıyor. Yaptırımlara maruz kalıyor. O bu şu ilk beş yüzdü hocam. Dört üniversitesi var. Bizim ilk beş yüzde bir üniversitemiz var, bir.
Devamı videoda…
Bir yanıt yazın